Ben hasreti öldürmek için

Kendinden vazgeçen kötürüm bir gündüz

 

Sen gırtlağına kadar karanlık dolu bir gecesin

 

Başının içindeki damarlara tünemiş

Astarsız bir güvensizlik duygusu

 

Üç kere duyuldu baykuşun gizli haykırığı

Korkudan saman yoluna sığındı sevdanın çığlığı

 

Öylesine küstüm öylesine dargınım ki sana

Ama

Kopsun artık bu ayrılığın kıyameti dedim

Sıktım kurşunu hasretin alnının çatına

 

Üzerimdeki kör topal ışıkları

Doldurdum bir kese kâğıdına

Götürüp pay ettim ateş böceklerine

 

Düğün dernek kuruldu

Abdal davulcunun tokmağı bestelerin kafasında

Zurnacının nefesi titreyen türkülerin ensesinde

 

Bir şimşek makasıyla kestiğin kumaşından

Provasız dikmiş keder

Dar olan takım elbisemi

Yakasında ödünç verdiğin yıldızdan bir rozet

 

Gökyüzündeki salonda

Siyah damatlık içinde hiç görünmeyen ben

Yanımda

Ateş böceklerinden ördüğüm gelinliğinle sen

 

Gırtlağıma kadar karanlık oldum bu sefer ben

Sapasağlam ışıldayan nazlı bir gündüz oluverdin sen

 

Görüşmek üzere

Her sabaha doğru ve her akşamüstü

Alaca karanlıkta ayaküstü

( Gece İle Gündüzün Bitmeyen Hasreti başlıklı yazı Kazım Gök tarafından 11.11.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.