Renksiz özlemler biriktirdim, hafız
Havsalamdan taşan ırmaklar ve
şarkılar
Batıl bir rüzgârın kanadına takılıydı
aklım
Aklımın katlarına serdiğim halılar
Rengim ne siyah ne gri
Aşkın ilahı bir rüzgarla oynaştı
evren gün ve gece.
Şarkılara mazhardı varlığım
Varlığıma mazhar hayat
Kör kuyularda çiçekler açtım hafız
Serzenişlerim kendime bile değildi
öncesinde
Ben olmaktan yana yakıla uzaklaştığım
Meğer nasıl da sevdalıymışım içimdeki
sefile
Aşkın lahit, yüreğin kabir renklerin
de solduğu bir sabah
Misal mi istiyorsun?
Duvara attığım tokatlara sor beni
Başımı vurduğum duvarlar
Kayaların ufalandığı uçurum
Bense uçurumun dibinde açan çiçektim
Hatta çölde saklı bir bedevi
Masum kalmak adına belki
Bunca sakarlığımla hala top oynadığım
bahçe…
Elbet aşkın çatı katı
İçimde batmayan güneş
Bata çıka da yürümedim sözüm ona
hayatı
Alabildiğine temiz kalmanın meali mi
yoksa yalnızlığım?
Defteri kebirde saklı bünyem ve
bütçem
Çocukça sevebilirken
Eklem yerlerinde şiirlerin
Yangınlara meyyal bir kıvılcım madem
Tutsaklığımın sonlanmadığı o devasa
ateş
Ilıman bir yürekten başka neye denk
düştüm hem?
Rengimle sırdaş bir mevsim
Göçebe ruhumla taşındığım nefsim
Öldürmekse dünü ve nefsi, ne ala ne
ala.
Yana yakıla yaşamaktan fazlası geldi
hem elimden
En azından şu andan itibaren
En çok da içime tuttuğum ayna
Saçlarımda ve yüzümde olmasa da boya
Ben rüyalarımla boyadım evreni.
Bir düş’ün müdaviyim ezelden
En çok sevilen olmanın özlemi
Meğerki benmişim beni ihmal eden
Ağaçların gövdesine kazılı isimler
gibi
Bir betimlemeden çok öteymiş hayat
Resmini çektiğim duygularım
Bazen küsüp darıldığım hayatın ta
kendisi
Elbet şiirlerden bir dünya yarattığım
Meğerse içimde saklıymış cennet
bahçesi
Zebanileri ta dünden kovaladığım.
Firarım fiyakalı bir günde
Fizan’da bulduğum bir kimlik gibi
Hayatı tarayan gözlerimle
G/özlediğim nice şey
Kırık bir kaldırım taşına bile
razıyım hem
Kırılmış yüreğimden serptiğim notalar
İşte mevsim çalıyor şarkımı, hafız
Bak Yaratan da şahit
Artık çıkarmalıyım dünün acısını.