Evet, evet, hele de doksanlı yıllarda ve iki binli yıllarda dünyaya merhaba diyen Y ve Z kuşakları gençlerimiz, size sesleniyorum, siz sanki kuyruk mu gördünüz... Size biraz kuyruklarımızı anlatayım da görün bakın ne kuyruklar ne kuyruklar varmış...


Hani o bakkallarda, marketlerde gördüğünüz margarinler var ya, markası ismi lazım değil, reklam olmasın, onları biz bakkallara rica minnet ederek sayı ile alırdık. Tereyağlarını hali vakti yerinde olan aileler kullanırdı... Hakeza Samsun Sigarasını, Maltepe Sigarasını da yine bakkallar tezgah altından iyi tanıdıklarına verirlerdi...


Yeni nesil bebelerimiz doğal gaz ile mutlu bir teşriki mesai içinde hayat sürüyorlar... Seksenli yıllarda tüp gaz kuyruklarından geçilmiyordu Türkiye'de... Tüp Gazı bitip de banyolarda sabunlu bekleyen çok insanımız olmuştur o tarihlerde...


Koyunların kuyruk yağı vardı bir de, biz çocuklar gençler pek sevmesek de yaşlılarımız, nine ve dedelerimiz pek bir bayılırlardı yerken... Annelerimiz zaman zaman yemeklere de katardı bu çaktırmadan bu kuyruk yağlarını...


Seksenli yıllarda bir tarihte ülkenin her tarafında mantar gibi bankerler fırladı ortaya. Bankalarda yüzde elli altmış faizler varken, bankaların neredeyse iki katı faiz verir oldular. Cüneyt Arkın gibi, Fikret Hakan gibi önemli sanatçılara televizyonlarda reklamlarını da yaptırınca, kapılarında para yatırmak için millet kuyruk oldu. Daha sonra hepsi şapa oturdu tabi ki...


Bankamatikler çıkıp da yaygınlaşmadan önce bankalarda fatura ödeme kuyruklarımız olurdu, kim erken gelmişse önce o öderdi faturasını... Sade fatura mı, emekli maaşlarını almak içinde yaşlı amcalarımız çok beklemiştir, sabahın köründe bankaların önünde... Şimdilerde vatandaşlarımızın çoğu otomatik ödemeler ile hallediyorlar fatura işlerini...


Evimize sabit telefon bağlatmak için bile yıllarca sıra beklerdik, belli bir kuyruk olmasa bile, herkes sırasını beklerdi... Şimdilerde cep telefonu çıkınca kimselerin yüzüne bakmadığı sabit hatlı telefonlar için üç beş sene bile beklendiği olurdu... Hele de milletlerarası konuşmak, şehirler arası konuşmak için saatlerce beklendiği olurdu...


Hastanelerde ilaç kuyruğu, postaneler de telgraf kuyruğu, ha bir de unutuyordum az daha çok gıcık kaptığımız arkadaşlarımıza da kılkuyruk derdik... İş ve İşçi Bulma Kurumunun önünde iş arama, arayıp da bulamama kuyruğu... Neler varmış neler geçmişte ki kuyruklarda...

( Siz Kuyruk Mu Gördünüz Sanki başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 12.02.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu