Şimdi İfşa Olma Anı...
Bakıyorum insanlarla oturduğumuz tahta geçici
Ya da çoğu emanet bilmiyor bildiğimiz gibi çalıntı
Çıkıyorlar kulelerde en yüksekte oturmak için
Kulelerde emanet geçici ya da çalıntı
Çıktıkça zirvelere merdivenler küçülüyor
Merdivenler küçüldükçe tanıları da küçülüyor
Diyorum ki bu neyin yanılgısı
Dünyanın yapısı böyle değil bu neyin algısı
Uzanıyor zemin değil zemin olun emin
Demin gördüm kavga edenleri zemin için
Dedim öyle ise birbirinizi kemirin
Bir uğultu zirvelerden kulelerden
Tahtın etrafında kirli eteklerinde
Yeryüzüne damlıyor şıp şıp
Diyorum o kim ki böyle kaşınıp duruyor mütemadiyen
Yok, mu bir kaşıyan bekliyor öylece
Var da muhtaç kalsın diye etrafındakiler
Varlığıyla tahtıyla kuleleriyle kazandığını aşıranlarla dolu
İnsanoğlu muhtaç olduğunu görmesin
Elinden almak için yalakalıkla almak için koşar
Zaten kazandıklarınız kucaklarınızda coşarda fazla diye akar
Bari önüne bentler çekmeyin aksın gitsin kurumuş bir yere
Yok, azizim yok bent değil setler çeker
İşte niyetler ve birkaç kesitler
Kesitlerde çorak kalmış yeşermez
Resmen ve alenen bilinen çalmak hırsızlık
Yanında ise almış başını nereye gider bilinmez arsızlık
Oysa götüreceğimiz iki arşınlık bez
Bunca cesaret olmayan cesaretinle viran mezarında
Yok, mu çıkaracak beni tez
Diye kıvran da dur binlerce kez
Kurtulacak bir kaynak keşfetme artık
Geçti o keşfetme anı şimdi ifşa olma anı
Bakma omuzlarına şaşkın şaşkın
Bir şey kondurmadın ki
Berbat ne varsa yükledin boşa taşıdın
E kendin istedin ve kendin kaşındın
Şimdi neymişsin ne değilmişsin anlaşıldın
Bu hale düşmek içinde sen yarışırdın
Sana böyle yarış diyen yoktu lakin
Bilmediğin her şeye neden karışırdın
Ey maydanoz değilken maydanoz olan
Mehmet Aluç