1
Hangi düş’ün yankısıydı aşk belki de
alına konan en masum buseydi sevda ateşi.
İmlerin tekelinde geçmezken hayat
Aşkın titrinde doğdu şiir ve umut
Göğün aralanmış perdesinden
süzülüverdim içeriye
Oysaki kaçtığıma dair bir telaşla
İçime saklanmıştım bir ömür boyu.
Lades diyen bir gürültü
Yürekte saklı o bitimsiz coşkulu
g/örüntü
Sözcüklerdi kıblem
Aşk ise üstüne titrediğim
Soluk bir kelamdan öte
Var olma amacımız
Elbet uçuşan her kafiye
Perdelenen ruhumuz ve acılarımız.
Tam teşekküllü bir gece
Sözcükler kanan ve kanatan
Rengine münhasır bir tonda şafak
Gecenin tozutan zifirine
Nasıl da razı ve sadık.
Bir mimse gülücükler
Tahayyülü nasıl da coşkulu yarınların
Bazen izafi bir heceden firar eden
Yüreğin de makbulü elbet
Sevmelere delalet
En çok da hüzün yağarken ince ince.
Soldan sağa adımladığımız
Kaybolan zamanın da tek tanığı
Bir şiire delalet
Ne çok hece köküne bağlı
Yarım ağız bir mutluluktan çok öte
Elbet tasvir edilesi umut ve sağanak
Nisana yaraşır bir dilde yağan rahmet
Sevecen iklimin nefesi
Üşüten gecelerden çoktan firar eden
bir zümre
Kaynakçası kalemin sevgiyle içli
dışlı
Sökün eden muradı mı yaslı kelamın?
Elbet ardına kadar da açtık mı yüreği
İçine doluşan bir büyülü dünya
Latif gönlün coşkusuna eş değer bir
rüya
Ve işte dize geldi hayat
Kaybolan zamanlardan ırak
Yakınsak eğer ki yaşama sevincine
Kim bilir daha ne çok şiir yazılacak?