Gözlerinin meskeninden ruhsârıma hülyân düşer Gâh durulur ummânımda gâh çoğalır deryân düşer Bir vakit ki bel olursun ellerime dünyân düşer Sanki hissin şafağından sıyrılarak doğar güneş Nasıl bir yüz vardır sende, gökyüzünün nâmına eş
Şahlanarak parlar gece, aşk yarama şânın düşer Bağrımdaki karanlığa billûrdan nişânın düşer Bir vakit ki el olursun varlığıma zânnın düşer Sanki zühâl salkım saçak yayılır gün hânesine Nasıl bir göz vardır sende, benzer üzüm tânesine
Müjdelenir tüm kalemler harflerime ismin düşer Şâirliğin köklerine münevverden cismin düşer Bir vakit ki sel olursun varaklardan resmin düşer Sanki kelam sızım sızım sızlıyor artık visâle Nasıl bir söz vardır sende, sığmıyor hiçbir misâle
Tedavülden kalkar gece, loşluğuma mâhın düşer İçimdeki tahrîbâta ölümcül silâhın düşer Bir vakit ki yel olursun gurbet ele âhın düşer Sanki bin Züleyha doğar gözlerinin kuyusundan Nasıl bir giz vardır sende, sevdânın en koyusundan
( Manzara başlıklı yazı GÜŞTA tarafından 22.05.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.