Arkandan
Her adımında azalan ayak seslerini 
Heybeme attım
Gidişinin yükü nasır tutturdu sırtımı

Sanma ki yokluğunla küsüm
Melodilerinden tutup şarkılara çıkarıyorum
Gözlerinin elasına dokunuyorum
Uçurtma uçuruyorum onunla

Hatta ona elma şekeri bile ısmarlıyorum

Pazardan gelirken elinden fileyi alıp
Kerpiç evinizin kapısına kadar götürüyorum

Sanma ki yokluğunla kavgalıyım

Atatürk caddesinin kaldırımında
Onu koluma takıyorum
Korkma kimse dedikodu çanlarını duymuyor
Analığın, yüzünde uçan kuşların
Kanadını kıramıyor

Aynaya baksam içimde saçını tarıyorsun

Ağaçlara baksam
Yeşil elbise giyiyorsun
Gözlerin çiçek açıyor
Çiçeklerinden öpüyorum
Elma yanakların kızarıyor

Kuşlara ödünç bıraktığın sesin 
Çınlıyor kulaklarımda

Pınardan dökülen gülücüklerini
Yüzüme çarpıyorum
Akıp gidenler
Gölün üstünde renk renk nilüferler açtırıyor

Sanma ki yokluğunla hüzünleniyorum
Ağlayan türkülerimi onunla avutuyorum

Biliyorum
Gelişin ölüm döşeğinde
Ama bir gün iyileşirse

Ben yokluğunun müptelasıyım
Sık sık kaçarım ona
Kıskanmak yok tamam mı



( Yokluğunun Müptelasıyım başlıklı yazı Kazım Gök tarafından 14.06.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.