Sen gidince
Her şey çekip giderdi ardın sıra
Çekip giderdi ormanlar
Kuş sürüleri/ çocuk sesleri
Gün ışığını alıp giderdi güneş
Çekip giderdi gökyüzü -boydan boya mavisini sökerek-
Ateş böcekleri
Ay ışığı
Yıldızlar saçlarına dolar giderdi…
Sen gidince
Her şey çekip giderdi ardın sıra
Rüzgârlar, fırtınalar, dağlar, ovalar
Dalgasını alıp sahillerden çekip giderdi
deniz…
Sen gidince
Çiçeklerim talan olur/ simsiyah yanardı
gece…
Özgürlüğüm tutsaklığa dönüşür
-Ayaklarım
donmaya meyilli/ parmak uçlarımda kar-
Dağ başlarında yaktığımız ateşler söner
giderdi
Yüreğime çığlar düşer
Sensizliğe buz keserdim…
Sen gidince
Her şey çekip giderdi ardın sıra
Çiçeklerin boynu bükülür
Rengini, kokusunu rüzgârlara döker
giderdi…
Sen gidince
Birlikte ıslandığımız yağmurları alır
giderdi bulutlar
Yüreğim yangın olur
Susuzluğum, kuraklığım başlardı…
Sen
gidince
Dudaklarından soluduğum her nefesi alıp giderdin
benden
Ciğerlerimi yakan son nefesim
Felaketim olurdun…
Sen
gidince
Gözyaşlarım
tutuşur
Damla damla yanardım sana
En rezil, en korkak
Ve en erkek halimle ağlardım ardın sıra…
Sen gidince
Yüreğime saplı bir hançer gibi
Her seferinde gülüşünü unutup giderdin
bende
Gülüşün yüreğimde saklı kalırdı…
Nisan 2014