Papatya
Yaprağının Sancısı!
Bir sabah
bilmediğim bir şehir’e gittim
Bilmediğim
ben ve bilmediğim bir şehir
Ne kadar
yabancı olabilir bana
Ben kendime
yabancı iken
Yüreğimde
sımsıcak bir şey yok iken
Nasıl bir
sıcaklık bulabilirim ki içinde
Ben kendimi
tanımaz iken
Tanıdık
bir yüz çıkar mı içinden
Nice anılar
biriktirdim terk ettim
Yeni anılar
biriktirmeye gelmedim
Sadece
yaşamaya geldim sadece
Delikanlı
gibi yaşayamadım kucaklayamadım
Sadece
yaşamaya geldim kendimce
Hep kareli
düşler gördüm
Kareli
filim çevirmeye gelmedim
Sadece
hayatımın romanını okumaya geldim
Tek başına
Kendimle
Aynı şeyleri
tekrar yaşamayı unutmak için
Gece vakti
kapımı hasrette çalmayacak
Terk ediyorum
diye gelende olmayacak
Bir ben
kendimi bulabilirsem sadece kendim ben
Yitireceklerim
uğruna gözyaşı da dökmeyeceğim
İçimde
bağıran acılarımda olmayacak
Sessiz
bir ben kendim
Birde ben
O bendeki
bende bana küskün duracak
Suratıma
kapısını kapatanda olmayacak
Seviyor
mu sevmiyor mu
Papatya
falında sevmiyor çıkınca
Papatya
yaprağının sancısını hissetmeyeceğim
Sadece
kendime bir demet çiçek toplayacağım
Masama
koyacağım koklamak için
Kaçamak
bakışlarla sevmeyeceğim
Peşinde
gece gündüz koşamayacağım
Kışın ayazında
kapısında yolunda beklemeyeceğim
Yakacağım
kışın sobamı
Üstünde
kestane pişireceğim
Mangala
köz koyarak
Ateşinde
peyniri pişireceğim
Ekmeği
kızartarak
Sıcacık
sıcaklığıyla
Kızarmış
peyniri yerken ısınacağım
Küf kokmuş
sözleri duyarak
Morarmış
suratımla oturmayacağım
Birisini
mutlu ederken mutlu olmazken
Dünyamı
karartmayacağım artık
Benden
fazla seven değil sadece seven olursa
İllaki
seveceğim
Başlaması
ve bitmesi sancılı olandan
Kaçacağım
uzaklaşacağım
Bütün akşamları
yaşarken
Sabahları
da yaşayacağım
Gece akşama
sarılıp yatarken
Sabahları
çiçek bahçelerinde gezeceğim
Yanımda
gezmek isteyen olursa
Gelsin
sesimi çıkartmayacağım
Hiçbir
söz söylemeyeceğim
Az da
yanımdaki konuşsun ve sevsin
Mehmet
Aluç