Neyleyim şimdi baharı
Sinemde açmaya korkan hevesimle hicranı
Umut beslediğim
meramı, halime geçit vermeyen zamanı
Suskunluğun
katresinde manalaşan
ahımı, sezgisiz ve inayetsiz bu aklı
Sesinde ve aziz nefesinde hasretini yudumladığım felahı vaktin sürurunda saklı
Ziyan olan bu halim
Efkârın sağanağında buğulanan hicranım
Kalbi inşirah
diliyor, bahtına boyun büküyor, sabır istiyor
Bırakılan nefesin elemiyle, kederin kuşatan serinliğinde sessiz adımlıyor
Neylesin şevki,
hissiyatın vuzuhunda ki sabahı, kul ölmez, hayvan aman istiyor
Ne av olmak, nede avcı
Kaderin gazasına olamam, şimdi
yabancı
Ey gönlümde manalaşan
kanaatin serveri hancı, aşkın
sancı
Sevda hazanla akıyor yüreğime,
kar beyazlığı
sökün ediyor ahu melalime
Nereye nazar etsem, hasretin temaşasıyla seyredip ruhumla yüzleşsem hüzün ar
Neden halimde edep nar
Yanan yürekler için vuslat ne vakit açan bir bahar
Ram olduğum,
hesabın haşyetiyle
yorgunluğum
dinecek mi
Kalbim deryalar misali dalgalarıyla yüzleşerek, ummana dökülecek mi
Yelkenin bakirliğinde
sunduğum
umutlar rüzgârın esiniyle abat olarak akacak mı
Ruhumun hicran damlası
Kelimelerin anlam zenginliğinde âleme yazılıyor
Solgun nefesim, takatsiz dizlerim ve fersiz gözlerim göçüyor
Şimdiki
âlemden, baki olan muştunun
vecdiyle merakım ah alıp gidiyor
Dilim söylüyor, zihnim çöküyor, mukadderatım her geçen gün sessizce dürülüyor
Vicdanım bakirliğini
biliyor
Tevdi edilen her ne varsa, izzetiyle onur biliyor
Nağmelerin
tınısı halimi vurdukça, ıssız sokaklar misali kalbim boşlukta
Hissettiğim ne
kadar hicran varsa, nidamın vuzuhu için mısraların çığlığında
Kim ne kadar anlar, halimin fakirliğine hamiyetin feyziyle akarsa felaha
ereceğim
Mustafa CİLASUN