Vedasız gidişinin ardından,( beni böyle bîmecal bırakıp gittin ya, o emsalsiz ellerin hep yâdımda.)

Ey muhayyel peri!
Meçhul iklimlere kayıp giden bulutlarla hem dem olup, yüreğimin seni takibinden kurtulacağını mı sandın?


Bil ki uzak diyarlarda gözümden ırak salınırken, daha bir katmerleniyor sana duyduğum susuzluk. Su üstünde yüzen narin gül yaprağı gibi, hayalimin sularında yüzüyorsun. Öyle narin, öyle zarifsin ki fikrimde elif oluyorsun.


Itrın uzak diyarlardan saba rüzgârı ile ziyaretime geliyor , her seher. Hurufattan yardım alıp, naçizane sana dair birkaç satır karalıyorum. Seni tasvirden uzak; ama tebessümüne meftun. Yazdıklarıma sen değer katıyorsun…


Sana yazmak, ayrı bir haz veriyor ruhuma ey muhayyel peri! Gittiğin günden beri, ne yapıp edip; cümle yazdıklarıma senden bir iz, bir emare ekliyorum. Satır aralarına, gizeminin emsalsiz usaresi yayılıyor. Bu yazdıklarımı okumanı o kadar çok istiyorum, lâkin adresin meçhul sen muhayyelsin. Hayal ikliminin gümüş sahillerine, ne ben ulaşabiliyorum ne mektuplarım. Yine de muhayyel iklimlere en gönülden selâmlar yolluyorum.



Seni alıp götüren bulutlar, yüreğimi de yüreğimi de aldı seninle birlikte. Ya birgün ansızın çıkıp gelmeni, ya yüreğimi geri vermeni bekliyorum. Gamzene iliştir yüreğimi de öyle gel…


Cümle vefasızlığına rağmen, içinden gümüş ırmaklar geçen kentlerin, taze sabahlarında buluşacağımızı ve o zambak ellerini koklayacağımı hayal ediyorum, ey narin gül yaprağı!


Gümüş kanatlı turnaların teleklerine gönlümü takıp sana tekrar tekrar selamlar gönderiyorum. Turnalar, incecik parmaklarından su içerken, ben hasretinle kavruluyorum…


Bir yaz günü sıcaklığında, bir bahar dalında, bazen buz gibi sularda hayal ediyorum seni.


Ellerin, hayallerimin duvarlarına asılı naif bir tablo gibi duruyor. Meçhul ve muhayyel ikliminin, mercan adalarından el ediyorsun. Gönlümün binbir odalı evinde, incecik endamınla binbir gece masalı oluyorsun. Dinlemeye doyamıyorum.İklimine gelmek istiyorum , gelemiyorum.


Bir gün, sen çıkıp gel bütün al beninle. Bir elif misali, dikil karşımda; ben vav olayım. Gözlerinde kaybolayım, kıyamete kadar öyle kalayım.


Selâm olsun, muhayyel iklimlerin perisine… Şimdilik elveda.
Ankara,23.03.2010 İ.K

( Meçhule Yazılmış Mektuplar 26 başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 24.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu