Cenkten mağlup ayrılmış, atsız süvari gibi
Üzülmüş incitilmiş, sanki kederli gördüm
Ustasına diklenmiş, hadsiz havari gibi
Kul Fikreti şaşırmış, biraz sinirli gördüm
Taşlayayım demişsin, sünger çıktın mübarek
Haşlayayım demişsin, ocağı açmak gerek
Başlayayım demişsin, önce yeseydin yürek
Kul Fikretim, cürmünü, biraz sınırlı gördüm
Edebiyat evinde yetişmiş o gakkoşa
Çatacağına önce, gelseydin koşa koşa
Taşlama öğretirdik, geçmezdi vaktin boşa
Tek kişi demedi bak; seni yeterli gördüm
Huysuz, bomba demişsin, kifayetine verdim
Ben olsaydım evvela, kalemi cevval derdim
Nerde sende iltifat, beklemekten geberdim
Eröl diyen dilini, biraz zehirli gördüm
Cümle alem bilirmiş, Mehmet Fikreti güya
O koklarmış havayı, herkes görürken rüya
Dörtgözüyle beklermiş, pohpoh, pışpış, övgü ya
Özgüven şekil amma, fazla kibirli gördüm
Hiciv sanat demektir, tıpkı yemek, lezzetli
Pideyi açık yerim, bol kavurmalı, etli
Hele yumurta kırsan, gözümde en kıymetli
Seninki yavan olmuş, yağsız peynirli gördüm
Neden tutuksun hocam, lal mı oldun karşımda
Gez dolaş hiciv çoktur, seç sebeplen çarşımda
Serp cevabına birkaç, yıkılma her sarşımda
Sevdalı kalemini, sanki zincirli gördüm
Gerçi eskiden malum, canını çok yakmıştım
Gakkoş gibi aleme, hicivlerle akmıştım
Deste boy madalyanı, boynuna ben takmıştım
Başpehlivana karşı, seni tedbirli gördüm
Sürçü lisan ettiysek affola. Son cevap hakkını Fikret hocama devrediyorum.