1
‘’Yıllardır kendini bulutlarda
saklayan illegal bir yağmurum.
Ölüm çok iri bir sözcük değil.
Kasımpatıları kadar acı kokuyorum
biliyorum.
Bir gül, bir güle derdi ki görse
Güller bu sıra hiç
konuşmuyor…’’(Alıntı)
Bir düş’ ü az evvel tahliye ettim
üstelik düşündüğümden de kötüydü düşünü kurduğum bir yemin bir yangın bir yergi
bir yengi.
Sözcükler esefle söyleniyorlardı
kendi aralarında
Irkı var mı yok muydu sahi
sözcüklerin ve acıların…
Hüznüme redifler sundu gök kubbe
Ayağımın altından kayan zemin aslında
kaygan değildi
Ve görünmez bir ayak çelme taktı
içimdeki aşka.
Aşk olsun, demeyi sevmedim
Çünkü aşktı olmazın olmazı ve elbet
vardı bir ederi
Yoksul değildim
Yüreğimde ise tonlarca sevgi
Ama taşımayı sevdiğim tüysen hafif
varlığım
Turuncu renge düşmanlığım belki de
Beyazdı tenim ve titrim
Bir kartopu
Çığ gibi de büyüyordu hüznüm ve
sevgim.
Paralel seyreden bir doğaçlama
Aşkın kasnağı
Yalnızlığın da kavşağı
Zihnimde fink atan nice düşünce
Şiir olmaya doğru yol almışım meğer
bir ömür
Şiirler tarhım
Şairane bir hüzünse çöken üstüme
Acılarımı da pek bir sever olmuştum
Bu yüzden sessizce sevmeyi şiar
edindim
En çok da şiirlerimi ve ilham veren
Bunca mevsim bunca insan bunca hüzün
Aşka eşlik eden devasa bir özlem
Kimliğimdi giyindiğim
Bir de hüzün hırkam…