Duvarlar Buz Gibi Yazın Ortasında
Bu sensiz sorularımın bitmediği
sokak
Sen gibi ben gibi şimdi ıssız
Gelmeleri bekleyen bir ben gibi
topraklar kuru
Yağmuru bekleyen toprak gibi heyecan
dolu
Yağarken değmiyor bir tek damla
üzerime
Sokaklar sele gitmiş bir ben kuru
kalmışım
Göğe bakamıyorum bardaktan
boşanırcasına yağıyor
Bir benim üstüme yapmıyor nedense
Yokluğunun istasyonunda bir ben
varım
Herkes karşı kavuşmaların
istasyonunda
İçimde bir benim mi endişe var
Bir şarkı dinleyeyim dedim
Ayrılığımızdan söz etti kapattım
Ah aklımdaki sensizliğin sesini
kısamadım
Her yer kalabalık benim yanım ıssız
Her köşede bir canlılık bir bende
yok
Kaybettim mi her şeyimi sen
giderken
Yoksa sen mi çaldın habersiz
İşte yine kapımda öldüğüm yerdeyim
Herkes sessizce bana bakıyor
Herkes sessizlik içinde
Bir gönlümde kalabalık sesler var
Birde az sonra mezarımda olacak
Bunlara sebep olan ben değildim
Babil’in asmalarını üzümlerini ben
çalmadım ki
Üzüm yerken dallarını kırmadım ki
İhtimaller beklemeler
söyleyememeler
Bir çığlık gibi yanımda kulaklarım
sağır
Benden başka duyan yok
Asılı duruyorum her köşede her
duvarda
İndirmeyin asılı kalayım kendi
elimle düştüysem eğer
Duvarlar buz gibi yazın ortasında
Isıtmıyor güneş yârin gözleri gibi
kısık kalmış
Hisseme düşen budur çeker giderim
Yok, olmadığım bir şehre
Seni unutturacak bir memlekete
Bulunmaz mı bulunur Anadolu’m da
Medeniyetin toprak altında kalan
bir şehrinde
Mehmet Aluç