Yıkılıyor be…
Omzuma yüklenmiş bütün virane zamanlar
Eylül akşamlarının buğusu
Gözlerime inceden yol
Salçık saçak düşler mırıldanır ruhuma
Yıkandıkça bak diriliyor
Eski bir ezgi nezaretinde hem de
Kulağıma…

Ellerim yanıyor yalnızlığımda
Söndürmez mi hiçbir ateş beni serabında
Acı biberler sürülür ‘sus’ olmuş dilime
Gelemem çıplak bekleyişlerin sağır kentine
Dön yolundan yolcu bilmezsin bu yol nereye çıkar
Karanlıkları kuşanmış iklimim
Al soğuk geceler beni de zifirine
Birkaç korku arasında tutuşayım
Yorgun eteklerine

Dokunuşlarım hisleri çekilmiş garip bir düş
Erkekçe duygularım cenkleşen benliğimde
Yüzüme gülen yalancı aynalar gri
Sanki benim eserim/mi saçımda sırnaşan aklar
Mezar kokularından nefesler dolar ciğerlerime
Söylenirim hep korkularımla…


Bak…!
Her sitemin ardından dökülür dağ sızlanmalarım
Huyu çirkin kederler örtülür üzerimde
Tut/ma yüreğimden
Gecelerin koynundan çalsam da
Güneşin tüllerini
Sus/ma ne olur gel/sen de yan şu zifirime
Sabahlar ak bir çocuk saflığında değil
Ölüdür buzdan doğuşlar soğuk teninde
Serzenişlerim
Yinede kendime
-Ateşin kabus oldu kızgın vuslatıma
Söyle kaç rengi vardı gecenin suratımda-


Kırıldılar yüreğimde açan sevgi çiçekleri
Soldu güneşsiz sabahlara sensizliğim
Acılı coğrafyadır ışığından sarkan umut
Düş/sızımdan bir dinamit alevindir içime
Patladı patlayacak
Öldüm yağmurlarını beklemekten

Öldüm be…




adem efiloğlu / bir garip ademoğlu
( Düş Sızım başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 8.04.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.