Televizyondaki programlar gençlerin körpe dimağlarını bombardıman ederken, ahlâk, karakter, akıl-mantık ve ruh sağlığı zafiyet içindeki yayınları takip etmek, ne olduğu belirsiz kişileri örnek almak toplum için büyük bir tehlike değil midir? Hangi aklı başında, sağduyu sahibi insan bunlara zaman ayırır. Cep telefonu, bilgisayar ve internet, gençleri yalnızlaştırarak sosyal ilişkilerini azaltıyor. Özellikle televizyon ve bilgisayar dikkat eksikliğine yol açıyor, chat/sohbet kültürü çocuklarımızı anti sosyal yaparak onların bencil ve benmerkezci olmalarına yol açıyor. Bunun sonucu olarak da gençlerde yardımlaşma ve merhamet duyguları köreliyor. Şiddet içeren filmler, çocuklarımızı şiddete karşı duygusuzlaştırıyor. Çocuk şiddet uygulayan kişileri, katilleri ve sapıkları örnek alabiliyor. Çocuklarımızı yarışmacı bir kültürle yetiştiriyoruz. Kendisini öne çıkarmayı, başkasını geçmeyi, rakibinin sırtına basıp biraz daha yukarı çıkmayı öğretiyoruz. Yarışmayı öğretiyoruz ama yardımlaşmayı/dayanışmayı ve merhameti öğretmiyoruz.

18 yaşın altındaki kız ve erkek çocuklar suça itilmekte ve mağdur olmaktadır. Çocuk pornografisiyle ilgili birçok olayın aniden ortaya çıkmasını kabul etmek yerine bütün bunların bardağı taşıran son damla şeklinde düşünmek gerek toplum sağlığı ve toplum düzeni açısından daha iyi olacağı bir gerçektir. Ülkemizde yayın yapan pek çok televizyon kuruluşunun yaptığı dizi programları etkili olmaktadır. Dizilerde ortaya konan senaryolarda sosyal çarpıklıklara rastlamaktayız. İlköğretimin birinci kademesinde okuyan öğrenciler arasında bile; “flört etme, sevgili değiştirme, sevgiliyi kıskandırma veya sevgiliyi bir başkasının elinden alma” şeklinde senaryolar üretilmektedir. Daha ileri yaşları konu alan lisede geçen olayları anlatan dizilerde ise öğrencilerin alkol alması ve kızlı erkekli gruplar halinde aynı evi paylaşması şeklindeki senaryolar özendirici bir şekilde topluma sunulmaktadır. Bu televizyon dizileri çocuk istismarına zemin hazırlamaktadır. Türk Ceza Kanunu reşit olmayan on sekiz yaş altı çocukları cinsel obje olarak görmeyi ve istismar etmeyi suç saymaktadır. Çocukları cinsellik peşinde koşan cinsel objeler şeklinde takdim etmenin, öncelikle çocuklarda çok büyük psikolojik yıkım getirmektedir. Dizilerden etkilenen çocuklar potansiyel bir ruh hastalığı için bir zemin oluşturmaktadır. Aile, okul ve toplum olarak bu tür dizilerin çocuklar tarafından izlenmesinin engellenmesi yanında ilgili yerlere şikâyet edilmesi gerekmektedir.

İnsanlar her sabah güne başlarken kendisini gerçek ya da sanal şiddetin içinde buluyor. En başta medyanın şiddeti körükleyen yayınları başta olmak üzere, insanların ilişki kurduğu diğer iletişim araçları açık veya gizli şiddet uyguluyor. En azından evlerdeki şiddete dur diyebilir, şiddetin zararlarını en aza indirebiliriz.

Madem çocuklar her şeyi televizyondan görüp öğreniyor, o halde onları yalnız bırakmamalıyız. Çocuğumuzla birlikte izleyerek olumsuz yayınları yorumlayarak olumluya çevirmemiz mümkündür. Olumsuz görülen bir şey, eleştirilip yargılanarak, onun öyle olmaması gerektiği güzel bir ifade ve üslup ile söylenebilir. Uygun görülmeyen yerlerde müdahale edilip çocuğa fark ettirmeden uygun mesajlar verilebilir.

( Çocuklar Dizilerde İstismar Ediliyor başlıklı yazı Ali ÖZKANLI tarafından 4/9/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.