Yersizim, yurtsuzum; ne hâle düştüm

Her kapı bir duvar, çalamaz oldum

Damlada boğuldum, muhale düştüm

Sığ sulara bile dalamaz oldum

 

Cehlin girdabına, dile düştüm ben

Diyar-ı gurbete, ele düştüm ben

Mecnûn misaliyim, çöle düştüm ben

Gayrı öz yurdumda kalamaz oldum

 

Ömrün baharını güze döndürdün

Taştan taşa vurup öze döndürdün

Yüreğini yakıp köze döndürdün

Kendimi ateşten alamaz oldum

 

Âşık usandıran nazdan yoruldum

Çokları gördükçe azdan yoruldum

Lâf anlamazlardan, yozdan yoruldum

Yolumu, yuvamı bulamaz oldun

 

Evimin damında baykuşlar öter

Meskenim kül olmuş, dumanı tüter

Böylesi yaşamak ölümden beter

Bu yalan dünyada gülemez oldun

 

Sevdiğim uzaktan bakar el gibi

Gözümdeki yaşlar akar sel gibi

Ömür çabuk gelip geçti yel gibi

Sıladan ayrıyım, gelemez oldum

 

Öz gönlümden gayri gönlü hoş ettim

Acıları kirpiğimde yaş ettim

Şifa niyetine zehri nuş ettim

Kendim için hayır dilemez oldum

 

Güllerin içinde, harda kaldım ben

Cenneti umarken narda kaldım ben

Nice cefa çektim, darda kaldım ben

Öz adımı bile bilemez oldum

 

Yıkık, viraneyim, harap olmuşum

Hicran sofrasında şarap olmuşum

Kırklara karışmış, turap olmuşum

Bir yolunu bulup ölemez oldum

 

                        M. NİHAT MALKOÇ

 

( Burgaç başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 12/21/2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.