Kaç Bahar Ismarlamıştık Oysa


içimize aşkı koyan kim
manayı sevgiyi koyan kim
kimin derdi ile düştük dünya yoluna
yol mu eğledi bizi 
yoksa biz mi eğlendik kaldık
yolda 

düşlerimizi topraktan karsaydık 
yine böyle olur muydu 
yine kalır mıydık 
geçip gitmemiz gereken yollarda
madem kalakaldık
eğirse, üflese, törpülese olmaz mıydı 
yol bizi 

oysa bütün suç 
yolun deyip 
insanca ürperip durduk
bir adım atsak düşeceğiz sandık
ya da çiçek açamayacağız
endişesine kapıldık

sessiz kentlerin
yorgun sokak lambaları 
aydınlattı içimizdeki mahzeni
düşlerimiz yitik
duyguların kan revan oluşunu gördük ruhumuzda
sürgün yediğimiz toprağın
nasır yüklü eliydi
vurgun yediğimiz 
can dediğimiz

kaç bahar ısmarlamıştık oysa
kaç yağmur tanesi
kaç mevsim
kaç bayram
gelmeyen kaç vuslattı
aynalarda yüzümüzü yitirdik kaç vakit
şimdi
unutulmuş umut şarkılarını 
demliyor dudaklarımız

dilsiz ve yüzsüz fotoğraflara
parmak sallıyoruz eğreti aynalarda
suçüstü hep söylediklerimiz
avuçlarımızla ağlamalarımızı saklayarak
hangi kapıları kırdık
ayaklarımıza serilmiş
kalp desenli kilimleri ezerek geçtik
topuklu ayakkabılarımızla

velhasıl
kaşıyıp durduk
suskun ve yare ayrılmış
kabuğu katmerli yaralarımızı
paltomuz eskiydi
içimizdeki buzdan üşüyorduk
fırtınalarımız  koca çınarımızı devirdi
yığılıp kaldık durduğumuz yerde
duyulmadı sesimiz

oysa bütün mesele
yolun halini dil edinip de 
yürümekten geçiyordu
yüreğin ham toprağına 
çiçekler dikip
sulayıp,
alemi rayihalara boğmaktan geçiyordu
dili dil ile 
gönlü gönül ile 
kucaklayıp aynı yolu tez yürümekten geçiyordu

sadece yolcuyu değil 
yolu kucaklamaktan
yolu anlamaktan
yolu sahiplenmekten geçiyordu
yol hali bu deyip 
başımıza ne gelirse 
yeni kapılara varmak adına adımlamaktan geçiyordu
 
maalesef insandık
tez yorulduk
adım atmadan
varma düşüne yatmadan 
yorulduk
ve yine tüm suçu yola bulduk

oysa yol 
ne yoruldu 
ne usandı
sabırla insanın kendisini anlamasını 
yolun içindeki menzilleri bulup 
ezber etmesini bekledi hep

düşlerini topraktan karan insan 
elbet bir gün anlayacaktı yanıldığını
yolun değil 
yoldaki düşünün yanlış olduğunu

düşlerimize
hele de topraktan kardığımız düşlerimize 
duru derin suların sırrını katmayı 
unuttuk belki de
 
belki de sevginin, aşkın, merhametin, duanın 
vefanın, şifanın, sarılmanın 
kaderin suyundan payımıza düşene 
sabretmeyi unuttuk

unuttuk 
yazgımızın yol değil 
yolun çilesi olduğunu 
yerimizde saymayı sabır belledik 
yol değildi bizi yoran 
içimizdeki lüzumsuz heveslerdi

biz yola
yolcuya değil 
dünyada yer edinmeye heves ettik 
içimize merhameti
aşkı
manayı 
koyanı unuttuk

unuttuk yolu da yolcuyu da
bir karış toprak 
başımızı sokacak bir çatı uğruna 
anlımıza yazılı fıtratı unuttuk

unutmak sancıydı belki 
hatırlamak düşüne yatmakta
düşlerimizi topraktan karıp 
içine aşkın suyunu katmayı da unuttuk 
velhasıl 
sevmeyi çıkardık kalbimizden

şimdi
kayıp vakitlerin ardından
yamaçlarımıza parçalanmış yağmurlar düşüyor 
yapraklarımızı dağ başlarında fırtınalar savuruyor
buzdan aynalarımız kırık 
hayallerimiz vuruldu en ince yerinden
en uzak beldelere uçup gittiler 

kutsal metinlerden devşirdiğimiz her umut
batan her güneşin ardından 
çekip gitti
bütün kayıplar
hep bizden yanaydı

sükununa gömüldü emellerimiz
önce derin denizlere gizlendi 
sonra köpüklerinden tiryaklar süzüldü bahtımıza
çirkin kokular sürünüp geldiler meydanlara 
son papatya  yapraklarımız düştü turfa baharlara 

karalar döküldü güneş batımlarından
ah içinde acılar düştü 
bir bir toprağa
en son kilimlerimize 
hüzün desenlerini dokuduk

hükümsüz kaldı sedalarımız 
türkü türkü geçip gittiler 
hüzün akan vaktin sinesinden
tarihsiz saatlerin kadranında
tespihimizin ipi koptu
dağılıp döküldü toprağa  
sevdalarımız

gönül en son
süveydasını kaybetti
sevdayı unuttuk
sevgiyi kaybettik
ve sonra umutlarımız
bir bir 
biçilmiş ekinler gibi devrildi 
toprağa
 

redfer
( Kaç Bahar Ismarlamıştık Oysa başlıklı yazı redfer tarafından 31.08.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu