41 Altın Yıl

 41 Altın Yıl

41 ALTIN YIL
Arif Damar’ın marka tespiti ne kadar doğru. Evet, İmam Hatip Okulları bir markadır… Yarım asırlık bir marka. Ülke tarihine damgasını vuran bir marka. Bu ülkenin kurtuluş sembolü olan bir marka.


Bu ülke yıllar önce oryantalizmin hain planları sonucu yıkılan imparatorluğun son mirasçısı... Koca bir imparatorluktan küçük bir vatan parçasına sığınan, İslam’ın son temsilcisi olan devleti aliye: yüce devleti yücelikten indirip alçaklığa aşağılığa mahkûm ettiler.

 Hem de kimin eliyle. Oryantalizmin yetiştirdiği iç ve dış düşmanlar eliyle… Bu düşmanlar ki Devleti Aliye- i Osmaniye’ nin yedi kıtada at koşturduğu yıllarda bu büyük devletin himayesinde olmayı, onun tebaasıyla herhangi bir ilişki kurabilmeyi iftihar vesilesi saymış kendi aralarındaki ihtilaflarda onun hakem ve hâkimliğine başvurmuş, başı sıkıştığında ona sığınmıştı…


Ne oldu da koca bir cihan devleti ve onun coğrafyasında İslam ümmeti parça parça oldu, zillete düştü, küfrün elinde inim inim inler oldu. Milyonlarca İslam evladı katledildi, milyonlarcası yurtlarından çıkarıldı, bir o kadarı da zulmün pençesinde kahrı perişan oldu ve olamaya da devam ediyor…


Batının karanlık dediği ortaçağda Osmanlı ilim düşünce ve sanatta en ileri noktalara varmış bu yolla fetihlerden fetihlere koşuyordu. Bu fetihlerde ışığını İslam’dan alan bir ilim ve düşünce vardı. Ama ne oldu batı bu sırrı çözdü. Haçlı seferleriyle ülkesine götürdüğü eserleri çevirerek başladı işe. Teknolojiyi keşfetti. İslam âlimlerinin kitaplarında gösterdiği yoldan giderek pratikte devrim başlattı. Onunla da yetinmedi bir türlü benimseyemediği İslam âlemin gizli ve açık bir savaş başlattı.

 Oryantalizmi kurdu. Müsteşrikler yetiştirdi. Onunla da yetinmedi. Mustaripler yetiştirdi.


Müstağripler batının gönüllü köleleriydi. Makam ve mevki uğruna ülkelerini satmayı seve seve kabullendiler. Ünlü sadrazamın dediği gibi ‘ Biz içten, siz dıştan bir türü yıkamadık şu Osmanlıyı. O halde en güçlü devlet Osmanlı’. 

Evet, bu batıcı aydın 2 yüzyıldır bu milletin hayatına damgasını vurdu. Önce Jön Türk’ler, Genç Osmanlılar, sonra İttihat Terakki ve hempaları sonra mason localarında yetiştirilip ülkenin başına bela edilen zavallı karanlık intelijansiya…


İşte bu kendini batıya satmış aydın tipinin son temsilcisi olan Köy enstitülerinin karşısında bu milletin ruh kökünden neşet etmiş, Necip Fazıl’ın Büyük Doğularda işaret ettiği Sezai Karakoç’ un diriliş nesli, dediği, Mehmet Akif’in ‘Asım’ın Nesli’ diye izah ettiği İslam aydını ve İslam gençliği... işte bu okulların misyonu budur ve marka olmasının anlamı burada yatmaktadır.


Türkiye’de elli yıldır bir Muhammedi ocak kurulmuştur. Bu ocak harıl harıl İslam dünyasını parça parça olmaktan kurtaracak hamleyi yapacak bir kuşak yetiştirmektedir. Bu kuşak içinde bilim düşünce sanat ve aksiyon adamlarını barındırmaktadır.


İslam’ın dirilişi böyle başlayacaktır. Müslümanların dirilişi bu aşk ve imanla bu kadrolar eliyle başlatılacaktır.

İsmail KARAOSMANOĞLU

Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 12.5.2013
( 41 Altın Yıl başlıklı yazı EDİP GÜL tarafından 2/16/2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.