Bir gurbet akşamında, sıla yâda düşünce; hasret de yüreğe kor olur düşer. Sol böğürde bir sancı başlar.Sanırsın sular yanar tutuşur. Akşam, kuşlar yurduna yuvasına dönerken, kanat çırpışlarına iç geçirilir. Suya inen akşamlar, daha bir kasvetlidir.İşte, o demde imdada kuşlar ve türküler yetişir. Hasretimizi, sevgimizi kuşlara ve türkülere emanet ederiz. Biliriz ki emanete ihanet etmez kuşlar ve türküler.


Kahır çemberi, yakamızı bırakmasa da türkülerle avutmaya çalışırız gönlümüzü. Gurbet baştan başa kahır, baştan başa hasrettir; türküler, hasret acısını dindiremese de bir nebze olsun hafifletir. Türkülerimiz, bizim şeceremiz. Bizi, hâlihazırda ve gelecekte yaşatır. Hüznümüz, sevincimiz , abatlığımız ve felaketimiz onlarla dillenir.O yüzden gurbette de sılada da türkü dinlenir,söylenir. Çünkü, Anadolu’da hasreti hem gurbetteki çeker, hem sıladaki. Bizim lügatimizde “hasret” sözcüğü diğer dillerden daha derin anlamlar taşır. Bu anlamda başka hiçbir dilde karşılığı yoktur denilebilir. “Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun/Gördün güzelleri beni unuttun.”, “Yüksek eyvanların serin köşesi./Kırıldı gönlümün narin şişesi./İsterse olsan da Mısır paşası./Çağımda gelmedin istemem seni.”minvalde türküler, sıladan gurbete çıkan sevgiliye yakılıp söylenen türdendir . “Şu uzun gecenin gecesi olsam./Sılada bir evin bacası olsam./Dediler ki nazlı yârin çok hasta,/ Başında okuyan hocası olsam.” Tarzındakilerse, gurbete çıkmak zorunda olan bir yiğidin bağrındaki özlem ateşini dile getiren türkülerdendir.


Türkülerimizde kuşlar birer simgedir. Sevda, hasret, ayrılık onlarsız dile getirilirse, tek kanatlıdır sanki. Zaten bazı kuşların adının söylenmesi yeter. Adını duyanda hemen bir şeyler çağrıştırır . Türkülerde kuşların kendilerine yer bulmasının nedeni budur herhalde. Bülbül, zarı zarı ağlayan bir âşıktır.Güvercin ak pak sevgili. Turna, özgürlüğün, geleceğin, ve hasretin anlamını top yekun uhdesinde taşır. Bir çift turna gördüm durur dallarda./Sizi bekleyen var bizim ellerde./Seversen Mevla’yı kalma yollarda./ Bizim ele doğru gidin turnalar.” diye gönüldeki hasret , sevgi, selâm turnalara emanet edilir. Ayrılık acısına merhem umulur. Bizim sevgimiz, hasretimiz,sılamız, gurbetimiz; türkülerimizle ve kuşlarla harmanlanmıştır. Acımız ve aşkımız gönlümüzde demlense de türkülerde dile gelmiştir. Gönül, bazen telli turna olup havada uçmuştur , bazen yeşil ördek olup göllere dalmıştır.


Kıskançlığımız hasetten değil, sevgidendir bizim. O nedenle “Üstünde uçan kuşların tutup kanatlarını yolasım gelir .” diye feryat figandadır türkümlerimizde yürekler. Biliriz ki gözlerinden güvercinlerin su içtiği bir peri sılada bizi bekler. Bizim türkülerle ve kuşlarla bu denli hemdem olmamız nedensiz değildir. Türkülerle ve kuşlarla dile gelir hasretler, sevgiler…
Ankara,17.05.2010 İ.K




( Kuşlar Ayrılık Ve Türkülerimiz başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 5/17/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.