Dudağımın kenarında nicedir birikmiş sözcükler beklemekte

Eski zamanlardan kalma bir türkü ıslıkla karışık

Ha yaktım ha yakacağım sabrı

Gizleyecek değilim ya şiirlere ezberleteceğim hevesleri

Gül rengini sürdüm yüzüme,
Yanaklarım utangaç pembesi

Haydi biraz cesaret…

 

Deli rüzgar benden bile çılgın

Uzak baharlardan aldığı kokuyu  enseme bıraktı

İnceden bir kızılcık tadı nefesime karıştı

O gül dudaklı yare  hiç şerbet ikram etmedim ki…

Bu ne hal; yanı başımda menekşeler bile sarhoş

Bahçede fesleğen süslenmiş, güller coşmuş

Tek eksik sevgilin cüreti yok sahnede

 

Bu gece yıldızlar can aydınlatıcı

Bu gece rüzgar gönül okşayıcı

Bu gece gönül zamandan çalıp muradına ermeli
Ilık ılık esen meltem eşliğinde…
Tam vaktidir; bu eylül gecesinde gönül dile gelmeli…..

 

Derken,

Bir silüet belirdi gülbahçeme bakan pencerede

O görünen beklediğim olacak değil elbet

Bilirim;

Olmayacak duaya amin demeyeceğini

Yeşertmeyeceği gözleri sevince boğmaz

Yaşam pınarı değilim üstelik

Hep aynı saklambaç, hep yarım ağız

Bahsetmediği mevzularla oyun mu oynuyor ne

Kendi içine mahkum divane gibi

Her neyse ertelediği hiç bilemedim

Payına düşeni bıraktım ona kalsın…

 

 

Boşver..

Bu bendeki bilindik coşku

Olsa olsa eylül sarhoşluğu…
 
 
Nazlı TOLUN
 
( Eylül Sarhoşu başlıklı yazı NazlıKaragöz tarafından 9/12/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu