BİR  DAĞ  BAŞI  ISSIZLIĞINDA  ÇİLEYE  ÇEKEREK

KENDİMİ  YAŞAYACAĞIM

 

 

 

bir dağ başı ıssızlığında kendimi çileye çekerek,

yine kendimi yaşayacağım

karanlık bir unutulmanın eşiğine gelmişim

mavi mavi yanıyorum

gün,akşama kavuştu gözlerimde

hayâllerim artık Sensiz

yoksun..!

âsi kırlangıcım,kapıyı açarak,

uykularımda karabasanlardan kim koruyacak artık beni..?

ateşlendiğimde,kim  sirkeli havlu koyacak alnıma..?

hüzünlü olduğumda ,

cebinden Antep fıstıklı bir çikolata kim çıkaracak..?

bak,avuçlarımın içi kan lekesi;gözlerimi silmekten …

çığlıklarım tek ses halinde çıkıyor artık

kaybolmadan sevgimiz, bir daha uzatsan bana elini 

 yoksun…

 gel gene karşıma

ve bana;

evini,

sokağını,

şehrini,

çılgınlıklarını,

gökkuşaklarını,

gül kokularını,

mavi hayâllerini

anlat…bir daha..bir daha...bir daha…

gittin…

Senle birlikte

içimden taşan o masmavi ve tonlarını taşıyan çiçekler nereye kayboldu?

Yokluğunda sadece susuyor

ve küskün gözlerle bakıyorum penceremden dışarı

ruhumun ardından sokağı seyreden

sevimli çocuk buğulandırıyor göz bebeklerimi

dokunsan ağlayacağım

oysa Sen halâ yoksun

yoksun…

 

( Bir Dağ Başı Issızlığında Çileye Çekerek Kendimi Yaşayacağım başlıklı yazı ılıkyağmurla tarafından 11.11.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.