Sizin hiç yâriniz öldü mü?

Yüreğinize Azrail dokundu mu hiç?

Salası verildi mi aşkınızın

Hüzne salındınız mı bir defin sonrası?

İşte bu şiir bir aşkın hikâyesi

Hem de ölümün anlatısı…

 

Varsanız ikiniz bu dünyada eğer

Bilin kıymetinizi…

Yoksa biriniz bu dünyada eğer

Okuyun halinizi

 

Sensiz olmuyor

Karanlıklar üstüme üstüme geliyor

Aydınlığımdın

Mavi gökyüzünü başıma yıktılar

Altında kaldım hayallerimin

Sensiz bu dünyada yaşamak

                     Mümkün değil, mümkün değil

 

Seni mi defnettiler yoksa beni mi?

Bilemiyorum.

Yaşarken dahi farkında değilim

Açan çiçeğin, esen yelin, uçan kuşun…

Sen mi öldün ben mi öldüm,

Anlayamıyorum?

                      Akıl kârı değil, akıl kârı değil

 

Parmağımı ateşe sokuyorum

Anlamak için yaşadığımı

İğneyi tenime batırıyorum

Hissetmek için nefes aldığımı…

Çaresi yok, senden daha büyük bir acı yok

Ateş yakmaz iğne batmaz anlıyorum

Bir tek yokluğun yakıyor, hasretin acıtıyor…

                        Varlığın elde değil, elde değil!

 

Bir sabah salan verildi

Kefene sardılar seni

Kıyamadığımı tenini

Toprağa sundular

                        Ölüm sana yakışmıyor dilberim

                        Ölüm sana uymuyor aşk çiçeğim

 

 

Aklım almıyor

Bir türlü anlayamıyorum

Cahil kesildim, hepten şaşırdım

Yokluğun bin dert

Hiçbir şey kâr etmiyor

            Fitil tutmaz bu yara

            Durmaz bu akan kan

            Dinmez bu gözyaşı

            Bu sancı bitmez

           

                        Yokluğun bana uymuyor hep bir numara büyük

                        Yokluğun bana uymuyor ben hep sensiz bir eksik

                        Yaşananlar mantıklı değil, mantıklı değil.

 

Gül fidanları diktim mezarına

Rengini yanağından alsın diye

Kokusunu kokundan alsın diye

Asaletini senden kapsın diye

Hatıranı ebediyen yaşatsın diye

Aşkımdan korktu gül, soldu

Bu yük ne diye?

                       

                        Sensizliğim yine bana yoldaş

                        Yokluğun yine bana haldaş

                        Hasretin yine bana arkadaş

                        Yalnızlık sarmaş dolaş

                        Hüzün kardaş…

                        Ölüm sana değmişse haklı değil

Avunuyorum işte

Belki de çocukça tüm bunlar

Seninle ilgili her şey

Yüreğime değince bir şekilde

Bir çiğ damlası

Bir kar tanesi

Bir gözyaşı misali değince yüreğime

Ağlıyorum ama nafile

Giden geri gelmiyormuş

Akan gözyaşları çare olmuyormuş

                        Ölüm benden uzaksa adil değil

 

Yakışmadı be gülüm

Yakışmadı be ölüm

 

Eğer ölen sensen ben neyim

Yerin altı üstünden farklı mı ki?

Bana gökyüzünü örtüler

Sana yeryüzünü…

 

Gösterin bana yâr yüzünü

Son bir defa…

Gösterin bana gül yüzünü

Son bin defa…

 

Mahşer gününü iple çeker oldum.

Mahşer gününü aşkla bekler oldum.

 

                        Bu ten senden ayrıysa yaşayası değil.

( Ağıdım başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 15.05.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.