Zirveye doğru akan, renkler dans ediyorlar.
Sudan coşan akisler, sevdayla gülüyorlar.
Ebruli akşamların, gizi var yüreğim de.
Sanat deyip geçme yar, bilenler biliyorlar.
Bu güzellik Cihan’a, “biz” ucunda değiyor.
Boyalar suya maşuk, damlalar baş eğiyor.
Renk cümbüşü üşüşmüş, izi var ellerimde.
Verilen her kaviste, bakışları çeliyor.
Kâğıda düşen sanat, yüreğimin bam teli.
Gülüşü Ebru gibi, manidar ve işveli.
Saatlerce dinlesem, sus olsam sözlerimde.
Yılanı deliğinden, çıkarır tatlı dili.
Kaynaşmış suyla renkler, arşa selam veriyor.
Gökyüzün de yer arar, belli ki çok seviyor.
Benden çok mu seviyor? Gözü mü var yerimde?
Adı sanat olsa da, aşk deyince gülüyor.
Su ve boya bahane, Ebru adı efsane.
Gül dalından fırçası, dolaşır hane, hane.
Suyun yoğunluğunda, bir aşk olmuş dilimde.
Şiir olup da düştü, kâğıda tane, tane.
Bir busede renklenir, tomurcuk açar kalpler.
Ebruli sevdam coşar, selam durur çiçekler.
Bu sanat başka dünya, aşkla dolar her rüya.
Uçuşuyor bak kalpler, sevdamı duya duya.