Gittiğim her şehir yoksuldu,
Kokun sinmemidiği için caddelerine
Dilsiz ve hüzünlüydü kaldırımları
Adımlarına muhtaçtı çünkü
Vurulmuş her martının
Aklında kalan simit kırıntısı,
Karaya oturmuş her sandalın
Denize bakan yanı gibi
Arzulanandı avuçların..
Düşmeyen
Her yağmur tanesine inat,
Ellerine dokunabilmek için,
Kendi gözyaşlarıyla kendini suladı çiçek.
Kurumaya yüz tutmuş bir yaprak
Dalından kopmamak için verdiği çaba
Saçlarına deyebilmek içindi.
Çünkü yumuşaktı Saçların,
Saçlarında bahar vardı..
Gördüğüm her sokak lambası sönmüş
Dokunduğum her çocuk ağlıyordu
Dokunan bendim çünkü, Sen değil !!
Sürekli çalan hüzünlü bir şarkı kulaklarım da
Ölümü çağırıyordu.
Sen yoktun çünkü şehirde
Edalı tavırların
Tebessümlerin yoktu
Ben ağlıyordum yokluğuna
Şehir ağlıyordu kahroluyordu..
20,03,2011
Kaç yalnızlık bir ölüm eder bu şehirde?
Kaç Aşk Gebedir ayrılıklara?
E.Bayam