Aylar geçmiş Korhan`ın kaybolmasının üzerinden ama ne izine rastlanmış ne de ondan bir haber çıkmıştı.Radyolar televizyonlar bir ay boyunca flaş haberlerle halkın karşısına çıkmış,tanıyan tanımayan bir yığın insan günlerce konuşturulmuş,dahası Korhan`ın ailesinin ve kendi evinin önü adeta basın locasına dönüşmüştü.Yerli yabancı onlarca basın aracı karargah kurmuştu onun yaşadığı evin önünde.Dikkatler konuşmalarda ve telefonlarla ulaşan ihbarlarda...Hepsi boş çıktıkça artık ümitler kaybolmaya başlamış dahası Ergenekon savcısı da devreye girmişti...

Öyle ya ülkede büyük ses getiren dev bir organizasyonu çökertmişti.Acaba uzantıları mı vardı ki;``Biz ölmedik,ayaktayız`` dercesine dünyaya mal olmuş bir yazarı kaçırıyorlardı.Savcı bu olasılığı da düşünerek Ergenekonun beyinlerinden gördüğü üç sanığı tekrar sorguya aldı...

Savcı tüm demokratik sorgu yöntemlerini kullandıysa da ulaşmak istediği sonuca ulaşamamıştı Savcı yardımcısı gözüpek ve işin heyecanında olan Necla,
-Savcı bey,bana üç gün müsade edin şu sanıkları bir de ben sorgulayım...bakın nasıl sonuca ulaşıyoruz.Savcı yardımcısının bu aşağılayıcı tavrı ve konuşması karşısında.
-Ne diyorsunuz Necla hanım,demokratik bir ülkedeyiz ,sanık da olsa bir takım haklarının olduğunu unutmayınız.Sizin o dediğiniz yöntemler çağdışı artık...hem biliyorsun ki yeni yasamızda işkenceyle alınan hiçbir ifade mahkemede geçerli değil.

Ergenakon savcısının ve emniyetin organize suçlar bölümünün tüm gayretlerine rağmen kaçıranların kimliği ve çeteyle ilişkisi kurulamamış artık savcı da elini çekmişti bu davadan...

Diğer taraftan Korhanı tuzağa düşüren Aylin Lütfi`nin sevgilisiydi ve planı birlikte yapmışlardı.Lütfi bu kaçırma işini sadece Aylin`in egosunu tatmin etmek için ve yaşadığı gizli aşkı aşikar edebileceği korkusuyla kabullenmişti.Öyle mükemmel bir plan yapmışlardı ki ,kaçırıldığından ancak iki hafta sonra haberi olmuştu ailesinin ve ülkenin...

Aylin kaçırma işleminin birinci aşamasında bulunmuş,tuzağa düşürdüğü Korhan`ı karga tulumba arabanın bagajına attıktan sonra onu emin olduğu aşkına bırakmış işinin başına dönmüştü.Ülkenin saygın gazetelerinden birinde muhabir olarak çalışıyordu.Bu da basını yönlendirmesi,yanlış yönlendirmesi için bir fırsattı.Yaptı da bunu birkaç kez,patronundan fırça yemek pahasına...

Hafta sonları İstanbuldan Kütahya`ya gider olmuştu...Soran dostlarına,bir yakınının rahatsızlığı olduğunu ve gününün sayılı olduğunu ,onu ziyarete gittiğini söylüyordu.
Korhan`ın kayboluşunun yedinci ayında
artık resmen ölmüş olabileceği resmi ağızlardan söyleniyor ancak tüm emniyet birimlerinin canla başla aramayı sürdürdüğü ölü ya da diri bulununcaya kadar aramanın devam edeceği duyuruluyordu...

Aylin özel arabasıyla yolculuk yaptığı için pek de dikkat etmiyordu...etmesi için de bir sebep yoktu,çünkü her hafta sonu gelip gittiği bu yolları ezberlemişti adeta.Yine o gizli geçitten geçmiş küf kokan derinliğe inmişti.Sevgilisi onu asık suratla bekliyordu...Aylin`i görünce,
-Güzelim bundan bir halt olmaz...Allah bilir bu hıyar yazdım dediği romanları da kendi yazmamıştır.Aylin gülümseyerek,
-Olsun aşkım,yazar birgün...hem yazmazsa burda çürür gider,onu biliyor.
-İyi de gülüm bu adamla burda ben de çürüyorum...Valla şeytan diyor...
-Def et o şeytanı, canım bir şey demesin...derken lutfinin sinirini almak için belki de sıcak bir buse kondurdu dudağına...
Artık kolkola sarmaş dolaş...mağaranın karanlığının içinden inlemeler geliyordu.Ateşli bir aşk iniltisiydi belki de asırların ötesinden duyulaN...İki aşık kendinden geçmiş çılgınca fantaziler yaşıyorlardı...


( Kayıp Yazar 5 başlıklı yazı Lütuf VELİ tarafından 18.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.