Alıp götüren zamanı mı şikayet edeyim
Halimin dinmeyen hasretini nasıl bir şifa ile söyle dindireyim
Kime gideyim, nasıl bir umudun vecdine gireyim, buruk kalbimi sakinleştireyim
Derin suların sessizliğini ruhumda hissederim, sabır içinde ki o nasibimi beklerim
Tohum, topraktayken, ağaç halini bilmez
İdraki bu badirede ona geçit vermez, kendi ahvalinin ötesini göremez
Bulunduğu hal üzere itiraz etmeyi hilkatine sindiremez, sahibine karşı asileşemez
Şahit olduğu ve içinde bulunduğu mecrayı bir gün terk edebileceğini de elan bilemez
Batında ki can, umuda koşan Furkan'dır
Ruhundan tebarüz eden senada o an için çıkandır, kıyama durandır
Fark ettikçe ardır, geçirdiği vaktin muhatabıdır, emr-i bil maruf için var olandır
Yaratmak kalbin sultanın fermanıdır, yaratılan imtihan içinde yaşayan hicrandır
Ölüm, doğumun ve ahirin mizanıdır
İnsan, yaratılış ve akıl muvacehesince muhatap olan senadır
İrade ve ihlas şümulündeki heyecandır, tercihleri nispetinde hak kazanandır
Her neyi diliyor ve onun için azmediyorsa, fırsatı tanınan en şanslı mahlukattır
Nail olmadığı, vakıf olmadığıdır
Vukuf yet ruhun ve kalbin lisanından neşet eden bir farktır
İnsan kemale erdikçe, sabır ve çile içinde demlenmeyi içine sindirdikçe aktır
Karalara bürünmek, nefes nefese lafıgüzarlık peşine düşmek ne büyük bedbahtlıktır
Seni senden alan bir an var unutma
İhmal ettiğin vicdan, nebilerin payesidir, sakın uzaklaşma
Aşk, hak ve hakikatin şiarından tebarüz eden vuslattır, nafile yere avunma
Nefsine itibar edip, esaretini her geçen zamanın hicranını artırarak boş yere ağlama
Mustafa CİLASUN