Doksan dokuz yılının, on yedi ağustosu,

Üçü iki geçerken, yarıldı yıkık şehir.

Her yan feryad içinde, arşı ağlattı yası,

Hayat kehkeşanından, yoruldu yıkık şehir.

 

Dedem altında kaldı hasıl olan kaderin,

Gidenden farkı mı var hayat sürdürenlerin,

Bir bir gömüldü ruhlar, mezarları çok derin,

Yedi nokta dört ile, kırıldı yıkık şehir.

 

Kadere küsmek değil, isyan değil elbette,

Sen tavrına aldanma, cenneti kazan git de,

Kendini harap viran, bırakıp ahirete,

Hicret edenlerine darıldı yıkık şehir.

 

Son kez el sallıyordu şehir sevenlerine,

Bir bir hatır soracak bina temellerine,

Veda faslıydı bu fay, veda edenlerine,

Havalanan tozuyla sarıldı yıkık şehir.

( Yıkık Şehir başlıklı yazı Seyit OSMAN tarafından 17.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.