Huzurun sakinliğidir üstümdeki.
Sessiz giden bir yolcuyum şimdi ıssız bir yolda.
Yaşamak bir dert oldu, yaşarken,
Hüzünler sarmıştı beni,
Sessizce kim taşırdır şimdi,
Meçhule, giden şu yolda...
Gök mavi değildir, yer desen yeşil değildir.
Her yer kapkaranlık oldu,
Hak ‘n güzel yolunda,
Ne dünyanın yeşili var, ne göğün mavisi var,
Görmez oldu gözlerim canım bedenimden çıkınca.
Her yer bana karanlık,
Nerede kaldı gittiğim şu mezarlık
Uykum vardır çok derin.
Yatayım serin, serin.
Gölgem olsun üstümde, beni tanır sakızlık.
Akşam olmadan varın' da, verin beni kara toprağa.
Ben yaşarken dünyada yar belledim toprağı.
Çok severdim toprağı, verin beni hiç çekinmeden,
Bu can ona fedadır, takın bir de nazarlık.
Sular durgun akmıyor.
Hiçbir kimse buna, şaşmıyor.
Sessiz, sesiz giderim, kolsuz gömlek içinde.
Sağa dönsem olmuyor, sola dönsem olmuyor.
Duymaz beni kimseler,
Ruhsuz halde giderken, herkes kendi derdinde.
Tohum veren ağacın, hazan gören yerinden,
Olgun tohum olup çıkmışım,
Gömün beni toprağa.
Beni bekler dostlarım, düğün dernek yerinde,
Teslim edin dostlara,
Beyaz kolsuz gömleğim içinde.