Değerli Kızım;

Her anınız huzur, her anınız sürur olsun. Gününüz aydın/nurlu, yaşamınızın her anı onurlu olsun. Bu sizler için de, bizler içinde bir nurdur.

Sen kendini tanırsan duruşuna ve bakışına güven gelir. Onur ve değerin artar. Kendini ve çevreni olduğu gibi kabul edersin. Bu yolla sevilmeyen sorumluluklarla da baş edebilmeye başlarsın.

Paylaşmayı bilenler, kendilerini ve çevrelerini olduğu gibi kabul edenlerdir.

Sen de biliyorsun ki, bilginin değeri paylaşıldıkça artar. Kullanıldığı zaman bir anlam ifade eder. Aksi takdirde hiçbir işe yaramaz.

Günlük hayat meşguliyetleri, nefsin istekleri, hırs ve kıskançlık insandaki sevgi yollarını tıkar, aklın doğru seçim yapmasını engeller. Akılın kavrama, anlama, hatırlama ve muhakeme yeteneklerini köreltir. Denge kaybolursa insan kendini tanıyamaz.

Bilgeyi bilge yapan, nesne ve olayları normal insanlardan farklı algılama ve yorumlamalardır. Bilgeyi diğerlerinden farklı kılan düşünceleridir. Duygu, düşünce ve hayat biçimi birbirinden ayrılmaz parçalardır. Sürekli işini, aşını, eşini ve sağlığını kaybetme korkusuyla yaşayanlar gibi olamazsın.

Sen de bilirsin ki, akıl giderse yerine korku gelir. Dünya, aklının intifasına başkasına veren aptallarla doludur. Aklını ipoteklerden kurtaran ve işletebilen ne kadar az insan vardır.

Başkalarını dinle, anla ve onlara yol gösterici olmaya gayret göster. Bu senin vazgeçilmez şiarın olmalıdır. Birinin hidayetine/insan gibi yaşamasına/kendini tanımasına vesile olmak, uğraşların en güzelidir.

Kendini bilen, Rabbini de bilir. Muallimliğin temel amacı, talebelerini yalnız başına iş yapabilecek beceriyi kazandırmaktır.

İnsanları geliştirmek ise ancak onlara hizmetle olur. Hizmet insanı genç ve sağlıklı yapar, yaşlanmayı geciktirir.

Hizmet gönüllü ve karşılıksız olmalıdır. Sevmek isteyen, sevgi vermeli…

Takdir edilmek isteyen önce takdir etmeli…

Mutlu yaşamak isteyen ise, başkalarının mutlu yaşamasına katkıda bulunmalıdır. Bunun için biraz tebessüm, biraz iltifat ve biraz cesaret yeterlidir.

Yararsızlaşan her şey ölüme daha yakındır. İnsan heykel gibi değil, akan bir nehir gibi olmalıdır. Nehrin durması, bozulması için yeterli bir sebeptir. Hayatta kalabilmenin tek yolu ilerlemektir.

Unutmamalısın ki, yaşamak sanatın ta kendisidir.

Var olmak, değişmekle, değişmek olgunlaşmakla, olgunlaşmak sürekli kendini geliştirmenle olur.

Sevgililer sevgilisi, “iki günü müsavi olan ziyandadır” derken ne güzel söylemektedir. Bilgelik yolunda Hz Yusuf suresindeki kıssa baştan sona sınırsız ibretlik hadiselerle doludur. Bilgelik yolundakiler, sağduyularının sesini dinlerler. Çünkü bilirler ki, sağduyu insanların can yoldaşlarıdır. Aklın durduğu yerde, zor anlarda imdada yetişir.

Duygularda insana yön verir ama insan onu yönetebilirse… Hayata tat veren de o, acı veren de o… Tuz gibi… Anlaşılmazlıkların, çelişkilerin ve kavgaların da sebebi oluveriyorlar.

Bazen olumsuz duyguları bastırmak çözüm olmaz. Duygu fırtınalarına yakalanmadan, onları aşırı büyütmeden ve idareyi onların ellerine kaptırmadan yaşayabilirsen hayat ne güzeldir.

Duygular at gibidir, dizgini atın eline geçerse nereye gideceği belli olmaz, ata binilmeden de yola gidilmez…

Duygular bizlere mesaj taşır. O mesajları anlamak gerekir. Onları görmemezlikten gelemeyiz. Duygular, gerçek bir iç rehberdir. Ama onları adam gibi yönetmek gerekir.

Bildiklerini ve tüm imkânlarını sizlerle paylaşan, sizi seven adam…
/Yani Baban

Bursa-270809
( Bilge Kıza Mektuplar -3 başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 8/24/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.