Garip

 

Gariplikler dolar ömür testime

İçtiğim her günün tasları garip

Bir garip gariplik çöker üstüme

Sabrımı deneyen taşları garip…

 

Bilinmeyen bir dost çağırır beni

Bilinmeyen yere götürür beni

Bilinmeyen hale düşürür beni

Gözümün akmayan yaşları garip…

 

Bir yola düşerim, neredir bilmem

Gider ha giderim yorulup yılmam

Vardığım bir yerde oturup kalmam

El gibi ötmeyen kuşları garip…

 

Durduğum o zaman; birkaç rekâtlık

Çağıran mevtaya olsun rahatlık

Er kişiye niyet ömür salâtlık

Kabir’e girmeyen eşleri garip…

 

El vururum değer tabuta elim

Gidene duada bağlanır dilim

Gözlerin kapanır son yazar filim

Uykumda gördüğüm düşleri garip…

 

06.08.2011

Necati ŞİMŞEK

Ankara


HİKAYESİ;

Cuma namazına epeyce bir vakit varken, iş yerinden çıktık sevgili Ergün MURAT ağabeyimle...

 

Aracımız nereye götürürse oraya kadar gidelim cumayı orada kılalım için...

 

Ankara İvedikteki iş yerimizden çıktığımız yol, Kızılcahamam Merkez Camiinde son buldu.

 

Namazdan sonra hiç tanımadığımız birinin cenaze namazını kıldık...

 

Sonra iş yerine dönerken konuştuklarımız işte böyle satırlara döküldü...

 

Belki tanımadığımızı zannettiğimiz o er kişi helallik için çağırdı bizleri...

 

Belki Ergün Ağabeyi çağırdı, beni şoför olarak kullandırttı...

 

Bilemiyoruz...

 

Hikmetinden sual olunur mu?

 

Mevla rahmet eylesin, tanımadığımız o er kişiye ve bütün Ümmed-i Muhammedin rahmet bekleyenlerine...

( Garip başlıklı yazı nesimsek tarafından 4.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.