Değerli Kızım;

Her anınız huzur, her anınız sürur olsun. Gününüz aydın/nurlu, yaşamınızın her anı onurlu olsun. Bu sizler için de, bizler içinde bir nur, bir onurdur. Bilgelik serimize kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Umarım sıkılmamışındır. Hatırlarsan Süleymaniye medresesinde ki ilk yıllarında ismini değiştirmek istemişlerdi. Karşı durmuştum. Bilmiyorum hatırlıyor musun?

Duygularımız gerçekte bedenimizdeki enerji hareketleridir. Bu enerji, akışı ile birlikte mesajlar da taşır. Aynı telefon telleri gibi… Bu mesajlar düşünce ve hayallerimizden oluşur. Ne istediğini bilen ve duygularına güvenen ve onu anlayan, duygularını kendi kontrolüne alır.

İç derinliklerimizden çıkıp gelen fikirleri ve ilhamları asla yabana atmamalıyız. Onlara karşı vurdumduymaz, duyarsız olmamalıyız.

Başarıya ulaşan insanların çoğunluğu, daima bu iç seslerinin rehberliğinden istifade etmişlerdir. Genelde her şey bitti dediğimiz anlarda, beynimizde bir şimşek gibi çakıveren, düşüncelerimize yansıyıveren ve görüşümüzü aydınlatan bu duygu ve sezgilerimiz olmuştur. Duygu ve sezgiler bilge kişilerin, en gerekli iki sadık uşağı gibidir. Sezgiselliğe ulaşmak ise, kalp ve gönülle bağlantı kurmayla olur.

Bilgi, aynı zamanda çağımızın en büyük gücü ve silahıdır. Allah’ın elçisi “Düşmanın silahıyla silahlanın” derken çağın ve devrin tekniği ve bilgisiyle de bilgilenmemizin talimatını vermektedir.

Duyguları temiz olanlar, kendi iç kaynaklarına çok daha kolay ulaşır ve hafiflerler. Bu hafiflik, sezginin de kapısını aralar. İnsan sezgilerinin sesini dinler hale gelir. Çevremiz her gün binlerce çör çöp atıklarla kirletildiği gibi, insan da her gün binlerce duygusal atıklara maruz kalmaktadır. Onun için her türlü duygusal atıklardan uzak kalmak gerekir.

Değerli Kızım,
Her problem kendi bünyesinde, aynı zamanda iyilik tohumlarını da beraber taşır. Çürümekte olan çiçeğin içinde sakladığı tohumlar gibi… Çiçek bir yandan çürürken, neslinin devamı ve verilen görevi yerine getirmek için tohumları sessiz sedasız toprağa bırakır. Yeni baharlarda yeniden açabilmek için… Onun için her problemi bu gözle görmeli, anlayışla karşılamalıyız.

Hayatımızın bir gayesi ve bir anlamı vardır. Bizim bu gaye ve anlamı bilmemiz isteniyor /gerekiyor. Hayatın anlamı ve gayesi her insanın vicdan defterinde kayıtlı olmasına rağmen, her insanın kendi vicdanındaki bu yazıyı ortaya çıkarması/araştırması istenmektedir. Kaderin sahibi insanı yaratılmış evrenler sisteminin bir parçası olduğunu, sadece birey olmadığını, dışımızdaki bütünün bir parçası olduğumuzu ve ona göre davranmamızı istemektedir.

Amaçsız ve anlamsız yaşayanların hayatları, bezgin, gergin, zihinleri karmakarışık enerjileri sönüktür. Hayatlarına anlam veremeyenler işten ve yaşamdan da zevk alamazlar. Aynı zamanda ölüme hazırlıksız ve korku içindirler. Amacı olanların ise enerjileri sürekli artar. Nefsi istekler ve güç peşinde olmadıklarından enerjileri azalmaz. Hayatına anlam yükleyenler ise her an ölüme hazır ve korkuları yoktur.

Değerli Kızım, sevgi ışığınız, yol göstericiniz olsun. Sevgiye muhtaç olanlar etrafınızda pervane olsun.

Sizleri seven bir adam… /Yani Baban…

Bursa-280809
( Bilge Kıza Mektuplar -4 başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 6.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.