Bıyığıma kır düştü, burnum hala havada,
Gelip de şu burnumu kırar isen aşk olsun,
Dönülmez bir yoldayım sevda denen davada,
Mahpus kaldım, hatırım sorar isen aşk olsun.
 
Hazanın gazeliydim, rüzgâr savurdu sana,
Hak’tan mı gelir bilmem aşk denen şey insana,
Özlem sancılarında yangın düşmüş bu cana
Teninden su serpersen, sarar isen aşk olsun.
 
Tutup da ellerimi düşer isen yollara,
Bedenini teslim et sana açık kollara,
Saçını ser sineme, yazık geçen yıllara,
Dağılsın o saçların, tarar isen aşk olsun.
 
Düşmedim mi hiç, söyle, gecelerde düşüne,
Oysa hep dolanmışım yollarında peşine,
Beni düşürüp de şu aşk denen ateşine,
Terk edip gittiğinde, anar isen aşk olsun.
 
Bir buz dağı gibisin kimi zaman karşımda,
Kimi lezzeti sonsuz bir nimetsin aşımda,
İstemem, vefasız yar olacaksan başımda,
Razıyım, bir mum kadar yanar isen aşk olsun.
 
Dizelerde sohbetim, sözcüklerde meramım,
Artıyor katlanarak sensiz demlerde gamım,
Arz-ı halim dizeler, işte budur encamım,
Ölmeden son bir kere arar isen aşk olsun.
 
02.Eylül.2011 16.20
( Aşk Olsun başlıklı yazı AhmetİDRİSOĞLU tarafından 11.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.