Adam gibi bir sevdadır damarlarımda dolaşan
Hücre hücre seni arayan, her an seninle olmak gibi
Bir duygu salan bedenime…
Ve beni, ben eden; beni, sen eden…

Sevmişliğim boşuna değil bu dünyada
Sensizlik boşuna, sensiz tek başına kalmak boşuna…
Kör bir kurşun ile zamansız ölen bir ceylanın geride bıraktığı
Sıcaklık gibi anlamsız kalmak boşuna…
Boş gözlerle hülyalara dalmak boşuna…

Adam gibi bir sevdadır dilimin ucundaki
Her kelime sen diye başlar, sen diye biter her cümle
Satır satır sana uzanırım
Kitaplar dolusu, defterler dolusu…
Virgülüm sen; noktam, satırım, paragrafım.
Alfabem, şiirim, sanatım!
İşte yârim, açmış olduğumuz bu parantez de
Kavuştuğumuz gün kapanır.

Dolmuşluğum boşuna değil bu dünyada
Taşmalarım kalbimdekilerle
Senin için doya doya
İnlemelerim günlerce
Gözyaşı deryası içinde
Belki avutursun diye
O güzelim sözlerinle…
Boşuna değil hiçbir şey sen uğruna.

Adam gibi bir sevdadır taşıdığım yüreğimde
Taşıra taşıra yaşadığım, haykırdığım kalabalıklarda
Ey ömrüme kara kaplı bir defter gibi sürülen yâr!
Namustur insanlarda en büyük duygu
Ve sensin bende namus
Seni namusum üzerine seviyorum.
Seni sen üzerine seviyorum.
Ey benden habersiz yâr, gönlümü yar da tuzla…
Acısından seni bileyim.

Aldanmışlığım boşuna değil bu dünyada
Sende bulduğum kucak dolusu sıcaklıktır
Güzelliktir katmer katmer
Dokunduğum sensin ıslak gecelerde rüyalarımda
Durmadan ismini sayıkladığım uykularımda
Seni sevmek boşuna değil inan bana.




Adam gibi bir sevdadır benimkisi
Alay etmek değil, oynamak hiç değil
Öleyim öyleyse…
Sevmektir seni yalansız; yalnız seni, tek seni
Hep seni…
Aşk karnına aldığım hapsın sen
Günde her öğün attığım…
Doz doz yaşadığım tablet tablet büyüttüğüm
Ölüp ölüp dirildiğim sensin.

Ölmüşlüğüm boşuna değil bu dünyada
Yokluğunda savrulmuşluğum
Bir saman çöpü gibi rüzgârda, işte ölümüm.
Acıdan taşlaşmışlığım boşuna değil bu dünyada
Sevinçten donmuşluğum.
Sana susamışlığım boşuna değil
Ağzını dayar gibi musluğa seni içmişliğim.

Adam gibi bir sevdadır içimdeki
Adım adım beni sana yaklaştıran
Sevindiren, övündüren, güldüren
Şereflendiren iki gözüm, onurlandıran.

Peşine düşmüşlüğüm boşuna değil bu dünyada
Mecnuna eş olmuşluğum, Leyla’ya keş!
Çıldırmam boşuna değil yokluğunda
Baş göz üstündedir bu halim varsa eğer mecalim
Elde değil iki gözüm elde değil kafayı yememek
Yokluğunda delirmemek.

Adam gibi bir yürektir taşıdığım
Terli alınlarca dokunmuşluğum yüzüme
Nasırlı ve yorgun ellerimle tutmuşluğun ellerini gizlice
İnceden bedenine sarılmışlığın benim diye…
Boşuna değil seni sevmek.

Ağlamamak elde değil gülüm hasretinden,
Bu adam nasıl çıldırdı
Bu adam kaç duvar yıktı
Bu adam kaç saat parçaladı
Bu adam kaç telefon kırdı
Hasretinden gülüm, hasretinden
Göz göre göre bu adam nasıl öldü
Şimdi yüreğimde hissettiğim
Adam gibi bir ölümdür
Binlerce kez öldüğüm sensiz.
Boşuna değil tüm bu yazdıklarım, boşuna değil.

( Boşuna Değil başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 9/15/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.