ÇOBAN KIZI
Görüyorum seni, mor fistanlı çoban kızı
Engin ovaların kekik kokan dağların oyası
Yağmur yemiş sinelerinden tüter sevdasının yarası
Çökelek yer ekmek arası
Bağlardan çalınmış gözüne üzüm karası
Süzülür ağzından yanık türkü
Şeker mi desem yok
Yok bu üzüm şırası
Eşlik eder ona yalçın kayalar
Meleşir kuzular, ağız birliği edercesine
Ayran içer tezek kokulu ayran
Ağzı burnu boyanır, şehirli kızların boyasından güzel
Belli kesin kaytan bıyıklı birine hayran…
Ayaz yemiş nefesi buharlanır
Ürkek bakışlım sakladım kendimi
Yüreği engin ovalar gibi geniş
Dumanlı dağlar gibi yüce
Karlı tepelerden beslenen pınar kadar katışıksız
Yanakları ala boyanır hemencik arlanır diye
Görüyorum seni mor fistanlı çoban kızı
Eşeğini dert yoldaşı etmiş, çomarı kahraman
Heybesinde çeyizi işler tabiatı motif seçmiş
Naylon ayakkabısı çamura boyanmış
Zülfü kara, kaşı kara, bahtı kara
Acele acele kavga eder davarla
Gün batımı velveleye verilir zille çanla
Görüyorum seni mor fistanlı çoban kızı
Koyunları ipe dizmiş sağıyor
Perçinlenmiş sabrı sanki sağdığı her memede
İçini aktarıyor bakraca
Üçeteği yerlerde sürünüyor
Ah…! belli ya…! her gün koyunun altı kürünüyor
Yar yoluna, aş uğruna; dağ taş ova bayır yürünüyor
Nasıl içleri acıtmasın bacaları tüten
Hayalini süsleyen koca şehir görünüyor
Görüyorum seni mor fistanlı çoban kızı
Odun isinde aş pişirir kıyılmış otlardan
Közün üstüne karalı çaydanlık sürer
Bölük pörçük ekmeği ıslar pınar suyundan
Bilmem hiç sıkılmaz mı her gün aynı oyundan
Sorsam nerden gelirsin
Hep aynı cevap koyundan
Bilirim aşar meşakkatin boyundan
Görüyorum seni mor fistanlı çoban kızı
Ayakları nasırlanmış kanıyor yürekle bir
Uykuya hazırlanır tezek kokulu közün ışığında
Hayallerini gerçeğe döndürecek en güzel rüyaya
Kınalı ellerini yıldızlara doğru kaldırır
Şahit kılar yarını belli olmayan sevdaya
BİLAL TEKİN(SIRLISES)