Canım olana, bugün senin doğum günün
İyi ki varsın canımın içi,
Ceviz içim, kaymağım, bal özüm, çikolatam.
Yemişlerin en güzeli
Ama bil ki bu aşk sofrasında yahut iftarında
Sana açım, orucum.
İftarlığım ol, şöyle bir yüz görümlük,
Bir bakışlık, bir can’lık, bir anlık.
Bir deklanşörlük tebessümüm ol
Asayım kalp duvarına, ömürlük.
Canım diyorum sana
Sensiz yaşamıyorum bil diye…
Yanında olmak vardı ya,
Kollarında uyumak
Gözlerinde uyanmak
Neyse!
Bu dert ağlatır, ömrümü karartır
Daha kaç gün sürecek bu aşk işkencesi
Ey uğruna harap olduğum yâr
Ey uğruna ölüp ölüp dirildiğim
Geceleri kafamı duvarlara vurduğum!
Bu aşk del eyleyecek beni
Mahvedecek beni…
Gel desem gelemezsin
Gül desem gülemezsin
Sabrımın ipi kopmak üzere
Sana iki dünya saadetini vaat ediyorum
Yetmezse üstüne koy ömrümü…
Yaşa desem beni yaşayamazsın
İç beni desem içemezsin.
Beni koyma böyle kalp önüne
Beni ele güne verme
Yele salma, el olma!
Bilsem ki gök yırtılır, yer yarılır
Okyanuslar dalga dalga üzerime gelir
Dağlar üzerime yıkılır taş taş,
Vazgeçmem senden.
İmkânsızı deniyorum her gün
Seni seviyorum ya!
Benim lügatimde seni sevmek
İmkânsızı göze almak demektir
Gör halimi, imkânsız aşkın kurbanıyım
Papatyalar da dahi “sevmiyor” çıkıyor
Ne çok sevmiyor biriktirmişim meğer.
Dünyada ne kadar papatya varsa düşmanıyım.
Seni sevmek dünyayı tersine döndürmek gibi bir şey
Güneşi batıdan doğması nasılsa, öyle imkânsız.
Kabul et ben imkânsız aşkların adamıyım.
Bugün senin doğum günün biliyorum
Sana güzel kelimelerle seslenmek isterdim
Sana sen kokan kelimelerle gelmek isterdim
Sana ben olarak gelip konmak isterdim yanağına
Ben’siz olamazsın.
Bir kelebeğim farz et konmuşum dalına
Bir günlük ömrüm var Allah aşkına
Bırakma beni kalp önüne…
Emanete alır mısın kalbimi
Senden gayri bakacak kalp yok
Emanete alır mısın gözlerimi
Senden gayri bakacak göz yok
Ne hale geldik sevgili
Ellerinsiz bir an dahi duramazken
Şimdi gözlerinden de mahrumum yanaklarından da…
Oysa ışığımdın kör kuyularda
Tutunacak dalımdın karanlık uçurumlarda
Bu aşkı emanete al bari
Günü geldiğinde kullanalım diye
Bilsem ki âlem sağır kesilir bu aşka
Kör olur, lal olur
İnan vazgeçmem yine de senden.
Senden başkasına bakamam, senden başkasıyla yapamam
Olamam ben sensiz, kalamam ben sensiz.
Sensiz ben bir hiçim itiraf ediyorum
Manası sen oldun bu ömrün
Mimarı sen oldun, yık istersen.
Ateşe ver, yak istersen
Bir sigara gibi çek içine ömrümü
Küllerini savur gökyüzüne
Dumanında kaldım içtiğin aşk sigarasının
Zehri bende kaldı, tadı bende kaldı
Yanan ben yakılan ben
Tüten ben, hali duman olan ben.
Bu kadar yüklenilmez bana
Kalkıp sana geliyorum artık
Tükendi ben.
Farz et dilim kesilmiş farz et kalbim alınmış
Farz et gözüm çıkarılmış farz et ömrüm çalınmış
Geri kalan neyim varsa yine sana gelirim.
Parça parça sana yürürüm
Kalp kalp ayaklarının önüne serilirim
Ömrümün hazanı olursun.
Ayaklarının altında sapsarı kâğıt parçasıyım
"Seni seviyor bu kalp" diye yazmışım üzerine
Basabilirsen bas, ezebilirsen ez
Kalbim sana ayarlı bir bomba
Patlat bu aşkı da göreyim
Yaşayayım bir anlık da olsa
Parça parça sen olayım
Ömrüne gireyim, canına batayım, kalbine…
Bugün senin doğum günün
Mahkûm etmişler aşkımızı
Bir yok uğruna
Yaşamak lazımken birbirimizi
Su ile toprak misali
Boşa geçirmek de neyin nesi zamanı?
İri kara bir üzüm tanesi gibi
Dişlemek varken bu aşkı
Bekleyip şaraba koymak da neyin nesi?
Ağzımıza acı patlıcanı çalmışlar
Yüreğimize kazık çakmışlar
Yazık sana bana, yazık…
İçi seni dışı beni yakar şimdi bu aşkın
İşler ne de başından aşkın
Gel desem gelemezsin, git desem gidemezsin
Yan desem yanamazsın, yak desem yakamazsın
Sil desem silemezsin, yaz desem yazamazsın
İşte sevgili hali pürmelâli bu yüreğimin
Sen orada hasreti yumak yumak örerken
Ben burada ölüyorum an be an.
Bugün senin doğum günün
Kapında açan çiçeğim gör beni
Bahçende öten kuşum sor beni
Ovanda esen yelim bil beni
Bugün senin doğum günün
Yokluğunda ölen benim
Aşkın bir manası varsa eğer
Sala mı ver benim.