Kader Kapısı
Açılır Arş-ı Arz’da kader kapısı, bir hayli dertli açılır…
İnsanoğlu işte çiğ süt emmiş, çekmediği dertsiz dertten kaçar,
Gözüne umman kesilir, döktüğü soğuk ter deryaya saçılır,
Kader kapısıdır ey Ademoğlu ! Naçar kalırsın, böyle naçar…
Sanma ki her açılan kapı kader kapısı, yaz-boz tahtasıdır,
Aldanıp ta sunta zannetme, İlahi’dir abanoz tahtasıdır,
Sıkıştıkça aralara koyarım, zannetme takoz tahtasıdır,
Kader kapısıdır ey Ademoğlu ! Naçar kalırsın, böyle naçar…
Açacaksın kapıyı, çekeceksin kaderin malum cilvesini,
Takacaklar boynuna boyunduruğu, çekecekler zelvesini,
Üstüne içerler Yemen kahvesini, fal yaparlar telvesini,
Kader kapısıdır ey Ademoğlu ! Naçar kalırsın, böyle naçar…
Vuslat’ım vuslata ermek için kader kapısını yol eyledi,
Allah’ım İlahî Aşkım’a inandı, SEN’le BEN’i affeyledi,
Aşkımızı Aşk-ı Arz’a koyarak şol cennetine lütfeyledi,
İlahi Aşk’tır benim sevdam, sevda yüklü tüm kapıları açar…
Ali Özdemir
23.11.2011 – 16:06
(
Kader Kapısı başlıklı yazı
Ali Özdemir tarafından
25.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.