Bir zaman yolcusudur insan
Koca bir heybe vardır sırtında
Günahları ağırlaştırdıkça
Heybeyi taşımak zorlaşır
İyi ve hayırlı işler yaptığında
Heybe delinir 
Günahlarından bir kısmı dökülür
Dökülen günahlar büyüklüğüne göre
Kimi geçtiği yolda izleri kalır
Kimi toza dumana karışıp kaybolur
Heybesi hafifleyince rahatlar
Ve yoluna devam eder

İnsan ki;
Hep bir kavşakta kesişir yolu
Kötülük ve iyilikle
Yükü hafiflemiş huzurlu
Şöyle bir dinlenmek ister 
Zamanı serip düşlerine uykuya dalar
Gaflet çıka gelir o anda
Yalanın yanlışın günahın oyunlarıyla
İnsan ki;
Ya dalar bu sahte pırıltılı eğlenceye
Ya silkinir uyan diyen yüreğinin sesiyle
İşte o anda iman denen hazine
Açar kapılarını seslenir
Kapılma! 
Gerçek servetin burada!

Bir zaman yolcusudur insan
Heybesi doldukça hayat yük olur sırtında
Attığı her yanlış adım ateştir sıratında
İnsan ki;
Son durağına varana kadar
Kim bilir kaç kez dolup boşalacak heybesi
Kim bilir kaç kez gaflete uyuyacak
İnsan ki; 
Fikri hür ruhu kâmil
Çekmemişse eğer gönül gözlerine mil
Zamanı ömrüne gül diye serecek
Yüreği dolu heybesi boş
En tatlı yükü sevgiyle yürüyecek

Ş.AYDOĞAN ( GÜLCENAZ )
( Yolcu başlıklı yazı Şükran Aydoğan tarafından 25.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.