Biz o oyunu kaç kere izledik ve kaç kere kırıldık
O koltukların en tedirgin tarafında otururken

Oyun bitti sandık bitmemiş
Oyun bitti
Sandık bitmemiş.

Sandık ki sandık bize sandık
Sandık ki sandık bize sadık
İçinden neler çıkacak sandık
Meğer sandık pek sanrıymış

Açtık lakin meraklı öykülerimizle
Birkaç cennet çıktı eskiden çizdiğimiz
Birkaç fırtına çıktı, hırçınlığı kendine
Biraz pencere çıktı, tam kapanmak üzereyken
Biraz kapı çıktı, seyrek çalınan
Sonra bir dudak yolu, geceden pıhtıya doğru
Sonra bir zincir, cellat utangaçlığında

Kağıdımızın zamansız yanında el değmemiş bir tohum
Bir açsa, kahin bilecek her şeyi
Oysa çok sisli bu hikaye
Gittikçe daralıyor görüş alanımız
Bin pusula bile yönlendiremiyor kokularımızı

Biz o yankıları kaç kere yutkunduk arzularımız tokken
Kaç kere bir uçurum çıktı hüzün yıldönümlerimizden
Ağaç nasıl eğilirdi sahi?
Kovuğu ıslakken mi?

Biz başka oyunların kavmiyiz artık, derinlerden giden
Kaparken sandığımızı son kere
Kaparken sandık aslında, asıl sandığımızın asıl olmadığını
Göz bebeklerimizi takas ettiğimizde anladık ne sandığımızı
Meğer sandıklarımız karışmış, biz bizi düş sanarken… 

Oktay Coşar
( Öyle Sandık başlıklı yazı marcel tarafından 1/28/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.