1
Ne
olur duyun beni, kurudu dudaklarım.
Dilim
bile ağzımda, kaymıyor öğretmenim.
Ayaz
vurdu yüzüme, kızardı yanaklarım
Bizi
ısıtan güneş, aymıyor öğretmenim.
Evimiz
harap olmuş, yırtılmış tüm perdeler,
Anam
babamdan ses yok, bilmiyorum nerdeler?
Belki
de dönülmeyen, sonu meçhul yerdeler
Onlarda
çığlığımı, duymuyor öğretmenim.
Çadır
kentmiş burası, öyle diyor bilenler,
Halkın
hizmetçisiymiş,(!)ziyarete gelenler.
Buz
tutmuş gözyaşımı, göstermelik silenler
Kazma
kürekle yeri, oymuyor öğretmenim.
Günlerce
kar altında, kalır çadır kentimiz,
Ne
bir sokağımız var, nede belli semtimiz.
Depremden
kurtulmadı, kerpiç olan evimiz
Hırsız
demir çimento, koymuyor öğretmenim.
Afete
uğramayan, bizi yenik görüyor,
Gönderilen
eskiler, depolarda çürüyor.
Artçı
depremler ise, ardardına ürüyor
Yüklenici
çalmaya, doymuyor öğretmenim.
Demeyin
sakın bana, T.I.R la geldi torbalar,
Gözü
açıklar kaptı, yağsız kaldı çorbalar.
Yapıştı
sırtımıza, kene gibi zorbalar
Yabancılar
o kadar, soymuyor öğretmenim.
Sıcacık
bir soba yok, soğuktan üşüyoruz,
Vıcık
vıcık her taraf, çamura düşüyoruz.
Çoraplarımız
ıslak, tabandan şişiyoruz
Ayağımız
pabuca, sığmıyor öğretmenim.
Perişanız
burada, ağlıyoruz yan yana,
Yüreğim
bu acıya, söyle nasıl dayana.
Toprak
durmadan kükrer, bakınız kör dumana
Feryadımızı
çoğu, duymuyor öğretmenim.
Milletin
yardımını, hiç yabana koyamam,
Hizmete
koşanların, gözlerini boyamam.
Arka
çıkanlarımın, adlarını sayamam
Fırtınalı
hava da, kıymıyor öğretmenim.
Annem
gibi sevdiğim, sizlere bu hitabım,
Mücadeleden
bıktım, inanın çok bitabım.
Okulum
yıkılınca, sizle gitti kitabım
Cahiller
bunu kayıp saymıyor öğretmenim.
Yetimlik
bile böyle koymuyor öğretmenim.
Uzun bir aradan sonra selam olsun şiir yolunda yürüyen cana can dostlara.