/Yalnızlığa çaresiz çığlık atan saat
Sabaha kavuşmadan gelecek vuslat/

... Ve
İçimde çıkmaz bir sokağa koydum seni
Anne rahmine düşmüş cenin kadar çaresiz
Gecenin katranında kaybolmuş
... Adı aşk, yaşandıkça çoğalan
İçimin çağlayan nehirlerine sürüklenen bir aşk
... Sonra nefesimin cama vuran buğusunda gözlerin
Çimen yeşili ışıkta, karanlıkta yüreğimin elası
Kalemimde gökkuşağı...
Akortsuz bir ses, göğü yırtılmış gece
Acemi bir âşık usta ellerde yoğrulmayı bekleyen
Sinan Eldem, usta derdik biz, ustaoğlu usta
Baban da mı ustaydı kelimesi düşerken dilimden
İçinde babasızlığın yetim yalnızlığı
Neresinden bakarsan yalnızlık 
Ve bütün ayrılık hikâyelerinin altında imzam
Elimde kalem, elimde romatizma kış ayazından
Dilimde küfür, dilimde çay tadı soba sıcağından
...sonra 
Akşamüstü hüznü dökülen dallardan
Ekmek arası mutluluk iki dudağımın arasında
Her ayrılığın sebebi benim
Defter arasında unutulmuş vuslat
Bohçasını topladı yüreğim, tut elinden
Ki gördüğün her suret artık benim
Kimi sevsen ilmek olup dizilirim boğazına.
Paralama kendini, geçti her şey
Haydi, sen de topla yüreğini...

20.04.2008-Ağrı
( Vuslat başlıklı yazı Mehmet Avcı tarafından 21.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.