Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öðrencileriyle birlikte çevre köylere gidip halk  kültürünü araþtýrma faaliyetlerine katýldýk. Çiðdem pilavý, saya gezimi, türbeler, halk hekimliði, masal, mani-ninni derlemesi, efsaneler, aðýtlar gibi bir çok konuda somut olmayan kültürel mirasýn korunmasýnda, derlenmesinde çabamýz, emeðimiz oldu.

       Þu an Bozok Üniversitesi’nden öðrencilerimiz derneðimize geliyor, bizimle kültür sanat alýþveriþinde bulunuyor, þiir yorumlarýna katýlýyorlar. Fen-Edebiyat Fakültesi öðrenci temsilcisi olarak bizleri sýnýfýna davet eden Yaþar Doðan ve öðretim görevlisi Fatih Kuþdemir hocanýn misafiri olduk.

      Konu, halk edebiyatý-âþýklýk ozanlýk geleneðiydi. Yaman bir kýþ günü olmasýna raðmen tipi ve borana aldýrýþ etmeden bu anlamlý ve güzel davete icabet etmemiz gerekiyordu. Bozok Üniversitesi bizim için çok önemliydi ve bu daveti reddetmemeliydik.

Yozgat’tan ben, emekli öðretmen Nuh Þahin, halk ozaný Osman Yüksel, Sorgun’dan Aþýk Derdiyar, Aþýk Ýdris Gümüþ, Aþýk Ýsmail Özbek, Er Ozan ve Þair Murat Erciyas’la birlikte karlý ve buzlu bir havada üniversiteye ulaþtýk.

        Bizi derslerine davet eden Fatih Kuþdemir hoca öðrencileriyle birlikte âþýklarý karþýlayýp konferans salonuna buyur ettiler. Yaþar Doðan kardeþimiz sýnýfýný hazýrlayýp kýsa anlamlý bir sonuçtan sonra dersi âþýklara teslim etti.

      Açýlýþ konuþmasýný yapan öðretim görevlisi Fatih Kuþdemir, ders konusunun halk edebiyatý, aþýklýk-ozanlýk geleneði olduðunu ifade etti.

Halk edebiyatýný daha iyi tanýtma maksadýyla böyle bir çaðrýnýn yapýldýðýný ifade edip sözü âþýklara, ozanlara býraktý.

      Þiiri, edebiyatý, aþýklýk ozanlýk geleneðini iyi tanýmlayýp, onlara örnekler sunmamýz öðrencilerin kafasýnda güzel intibalar býrakmamýz gerekiyordu.

Önce derse misafir olarak gelen âþýklarýmýzý tanýtarak baþladýk. Aþýk, ozan, þair, yazar tanýmlarý üzerinde durduk ve þairlerin þiir yorumlarýyla açýlýþý yaptýk. Amacýmýz örnekler sunarken tanýþmayý ve kaynaþmayý saðlamaktý.

      Daha sonra aþýklarýmýz sahne aldýlar ve halk edebiyatý, aþýklýk geleneði üzerinde durup, bu konularda, ilahi, güzelleme, leb deðmez, atýþma, koçaklama ve oçan deyiþi türünde örnekler sundular.

      Yozgatlý aþýklar, ozanlar olarak Fen-Edebiyat Fakültesi öðrencileriyle diyalog içinde olmamýz gerekiyordu. Böyle bir daveti alýnca seve seve icabet etmeyi istedik. Uygulamalý geçen dersi öðrencilerin yaný sýra öðretim görevlisi arkadaþlarýmýz da takip ettiler, bize güç verdiler kendilerine teþekkür ediyoruz.

      Seçkin, güzel, samimi ve sýra dýþý bir edebiyat dersi yaþamanýn hazzýný tattýk birlikte. Ders sonrasý Fatih Hoca bizleri kendi çalýþma odasýna davet etti. Sýcak bir çay ikramýnda bulundu. Sað olsunlar daha önceden görüþtüðümüz Tuðçe ve Gülþah hoca da aþýklarý yalnýz býrakmayýp ilgi gösterdiler, güzel bir dostluk örneði sergilediler.

      Daha sonra Fen-Edebiyat Fakültesi Dekaný Sayýn Þeref  Okutucu’nun da katýldýðý dekanlýk salonunda kýsa bir çay muhabbetimiz oldu. Konu aþýklýk-ozanlýk geleneði, halk kültürünün derlenmesi, somut olmayan kültürel mirasýn korunmasý ve sahip çýkýlmasýydý. Aþýklar ve ozanlarla üniversitenin diyalog içinde çalýþma teklifi de deðerlendirildi. Çevre köyler birlikte gezilerek halk kültürünün araþtýrýlmasý konusunda iþ birliði içinde olmamýz gerektiði vurgulandý.

       Oldukça renkli, güzel ve samimi bir ortamda geçen üniversite buluþmamýz yine fýrtýnalý, karlý ve yaman esen rüzgarýn uðultusuyla vedalaþmaya dönüþtü. Müsaade isteyerek Fen-Edebiyat Fakültesi’nden geleceðe olan umut dolu bakýþlarýmýzla görevlilere teþekkür ederek ayrýldýk.