UNUTAMADIĞIN BİR ANIM.
Trafik Kazası: Yıl 1996 Eylül ayı, eşimle kayınvalide, baldız ve bacanaklarımı ziyarete Ankara Polatlı ilçesine gittik. Bir kaç gün dinlendikten sonra meşhur Haymana kaplıcalarına gitmeye karar verdik. Kendi otomobilimle yanımıza iki baldız ve bir baldız kızınıda alarak 45 km. mesafedeki Haymana'ya gittik. Kaplıca işini tamamladık dışarı çıktık. Otomobilimize binerek, Ankara yoluna doğru Haymana'da bir tur atalım diye yola koyulduk. Hamamdan çıktığımız için camlar buharlandı. Hemen ben yanımdaki camı araladım, bu sefer de içeriye giren rüzgâr beni rahatsız edince camı kapamak için düğmeye basınca camın kapanmadığını gördüm. 200m. ileride bir benzinliğe uğrayıp derdimi anlattım. O da bana 500 m. yolun sağında sanayide falanca ustaya git o sana yardımcı olur dedi. Verilen adrese gidip ustayı bulduk, camı açıp kapayan otomatik düğme bozulmuş, onu değiştirdi.
 
Böylece sorun giderilmiş oldu. Sanayiden çıktık baldızlardan biri, enişte buraya kadar gelmişken hazır 45 km. ötede çocukluklarının geçtiği Devecipınarı köyüne gitsek  ya, hemde köyde dayımızıda bir ziyaret etmiş oluruz teklifini ortaya attı. Hemen ortak bir karar alarak, köye gitmek üzere yola koyulduk. 30 km. asfalt yolu bitirip, 15 km. daha sürecek yeni iri dere çakılı serilmiş stabilize yola girdik. Devecipınarı köyüne 2 km. kala  hafif yokuşu sola virajı alarak inişe geçtiğimiz sırada, otomobil kontrölden çıkıp sağa doğru çekmeye başladı. Freni yoklayım dedim, sanki fren pedalı yerinde yoktu.Vitesi küçülteyim dedim, boşa aldım viteside takamadım araba zigzak yaparak hızlanmaya başladı. Hemen eşim şakamı yapıyorsun dedi. Bende sakın kimse panik yapmasın dememle beraber, yolun sağındaki hendeğin içine yan yattık ve 3m. sürüklendikten sonra araba tam tersine döndü. Eğer bu olay 5 m. geride olsaydı hendek çok derindi hiç birimizde hayır kalmazdı. Demek ki öldürmeyen Allah öldürmezmiş. Burada ikinciye doğmuş olduk. Hemen eşime arkana yaslan dedim, ayağımın tabanıyla ön sağ kapı camına bir tekme attım arkası toprağa yaslandığı için kırılmadı. Önümdeki gösterge ışıklarının yandığını gördüm. Motorda bir arıza yoktu. Kapı açma otomatik düğmesine basınca merkezi kilit açıldı ve beş kişi ön sol kapdan dışarıya emekliyerek çıktık. Hiç kimsenin burnu bile kanamadan bu elim kazadan kurtulunca dünyalar bizim oldu. Birde baktık yanımıza bir otomobil geldi.
 
   İçinden köyün Muhtarı, bir jandarma ve bir kaç köylü indi. Bizlere geçmiş olsun dedikten sonra, muhtar hemen bayanları alıp köydeki dayıya götüp bırakıp geldi. Jandarmayı arabanın başına bekçi bırakıp, muhtarın arabasıyla Haymana'ya gidip kaza raporu tutması için Trafik ekibini getirdik. Kaza raporunu tutacak polis memuru hani yaralılar nerede? Ölü varmı? Diye tepki gösterdi. Bende ölüyü bırak yaralı bile yok deyince, muhtar, jandarma ve oradaki köylüler biz hemen kazadan sonra geldik. Kimsenin burnunun kanamadığını gördük. Muhtar ben bayanları köyümüzdeki dayılarına bıraktım dedi. Trafik polisi hemen bana dönerek viraja süratli ve  dikkatsiz girmişsin dedi, yanındaki genç trafik polisi komiserim olurmu bu işte başka bir sebep olsa gerek dediyse ve sağ ön lâstiğin havasının boşaldığını işaret etse de, komiser bildiği gibi beni lâzım geldiği kadar suçlayarak kaza raporunu yazdı gitti. Muhtar bana  hocam bir çorba parası verseydik böyle suçlamalarda bulunmazdı dedi. Ben 29 yıllık meslek hayatımda böyle bir çıkar sağlamadım ve kimseye de böyle bir fırsat vermedim. Bundan sonra da vermem dedim.
    Kaza raporunu Haymana Cumhuriyet Savcılığına götürdüm. Ben emekli öğretmen Raif Aydın, Devecipınarı köyüne 2 km. kala trafik kazası geçirdim. Yanımda eşim baldızlarım vardı demeye kalmadan, beni sogulamaya başladı. Otomobil kendinin mi?  Evet, yaralı ölü var mı? Kamuya bir zarar verdin mi? Hayır deyince geçmiş olsun hocam, senin yanında kimse yoktu ve takipsizlik kararı veriyorum. Herhangi bir cezaya lüzüm yok dedi.
    Raporu onaylanmış olarak kasko sigortama telofon ettim. Bana bir kamyon gönderip arabamı İstanbul'a getirip gerekli tamiratı yaptırdı. Tamir esnasında kazaya sağ ön lastiğe ceviz büyüklüğünde bir çakıl taşının sebep olduğu anlaşıldı. Dübleks lâstiği jantan aralamış havasının boşalmasına neden olmuş ve içine de toprak dolduğu görüldü. Allah kimseye böyle bir kaza göstermesin. Hayatımın sonuna kadar bunu unutamayacağım. 
       
( Unutamadığım Bir Anım Trafik Kazası. başlıklı yazı HACI tarafından 3.03.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.