Yokluğundayım…

Yok oluşlarda

Kırmızı ceketli kadın misali

Saat kulesinin önünde
Bekliyorum
Belki o saatte
Aynı yerde
Tekrar karşılaşırız diye…

Saat sana çok var.

Meçhul bir gelecek eylemi

Meçhul bir aşk zamanı

Meçhul bir yok oluş

Ve
Meçhul bir beden
Ölmüş, kurumuş, ko(r)kmuş

Kırmızı ceketli kadın
O meçhul bir ceset

Saat durdu.

Her şeye rest
Dur! Zaman.
Geçme.
Gitme.
Ey, sen.
Beklediğim
Gel!
Bırakma.

Akrep ve yelkovan
Bekleyin.
Ölmedim
Duyun sesimi
Saat kulesi önündeyim
Ufak bir test
Yaşıyorum

 

Saat bana o’n var

 

Gece yarısı oldu.
Koyu bir karanlık
Saat kulesi önünde
Bekliyorum.
Gel!eceksin.

Saat ben’i geçiyor
Bir nefeslik vakit kaldı
Gel’ecek.

 

Geldiğinde
Ellerimde ki kitaplar yere düşün
Sen çarptığın için
Sonra kitaplarımı toplar mısın?

Eline değen ellerim
Kalemime kuvvet verir
Her gece ıslak olan gözlerim
Yüzüne bakarken
Güneşi görür, kurur…

Ur! Beynimde değil
Kal’bimde
Her adım’da kal seslerim
Her adım’da sen söyleyişlerim,
Adlandırmalarım
Aldanmalarım…

Yokluğundayım…
Yok oluşlarda…

Hadi kal dedim.
Saat kal vakti.

Yeniden bir görüş vakti doğsun
Af çıkarsınlar artık
Saat bizi geçecek
 
Saat senden b’aşk’ası değil.
Saat aşk acısı…

Bozuk saat günde iki kere değil
Her zaman doğruyu gösteriyor.

Saat sana çok var.

Saat ben’i geçiyor
Bir nefeslik vakit kaldı
Gel’ecek.
( Saat Sana Çok Var başlıklı yazı G ö k ç é ! tarafından 3/4/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.