Ruskin demiş ki; “Kitapları
iki gruba ayırmak mümkündür. Günün kitapları ve her zamanın kitapları.”
Kitap okumayı sevmeyeniniz
var mı? O halde kendinize uygun kitabı seçmediğinizi düşünürüm. Tavsiye üzerine
dahi olsa ilgimi çekmeyen hiç bir kitabı sırf okumuş olmak için okumam. Bunun
beni kitap okumaktan soğutacağına inanırım. Raflarda bu kadar çeşit kitap
varken kendime uygun birkaç kitap her zaman muhakkak vardır.
Kitaplarımı paylaşmayı
severim ama kütüphanemden eksilmemesi şartıyla. Bilirsiniz bazıları okumak için
alır, birkaç hafta seyredip getirir.
Benimde başucu kitabım -ya da
Ruskin’in deyişiyle- her zamanın kitapları diyebileceğim gün çok özel
kitaplarım var. Başucu kitaplarımı paylaşmak günün kitaplarını paylaşmaktan
zordur.
Şimdilerde listeme bir eser ismi
daha ekledim. Yazarı Cengiz Erşahin. Kendisi biyografisinden öğrendiğim
kadarıyla Avustralya doğumlu ve kişisel gelişim uzmanı. ODTÜ Metalurji
Mühendisliği bölümü mezunu. Seminerlerini izleyememiş olsam da bir kitabını
bile okumuş olmak beni fazlasıyla ateşledi.
“Kendini Ateşle” isimli eser,
dokuz bölümden oluşan bir kitap. Okurken “Beni mi yazmış?” dediğiniz o kadar çok şey
buluyorsunuz ki.
Daha önceki eserleri kaç
baskı olmuş takip etmek zor ama elimdeki kitabı 272. Baskı. Genel olarak baskı
sayısına aldanmam fakat bu sayı beni hiç şaşırtmadı.
Yazar “Düşüncelerinize dikkat
edin, gerçekleşebilir” başlığı altında insanların bize fiziksel olarak zarar
verebileceğini, paramızı ya da eşyamızı çalabileceklerini fakat hiçbir zaman
düşüncelerimizi değiştiremeyeceklerini söyleyerek başlamış kitabına.
Bugüne kadar düşündüğünüz
hangi şeyi yapmaya yeltenmediniz?
Okudukça yazarın verdiği
örnekler, anlatılan hikâye ve öneriler, güldüren fıkra ve deneyimler bazen de ağlatan
hikâyeler ile düşüncenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz.
Cengiz Erşahin, kitabı büyük
bir samimiyetle yazmış. Cesur olmamız gerektiğini, bu hayatın bizim olduğunu ve
hayatımıza yön vermemiz gerektiğini tavsiye ederken bir dahi olduğumuzu ve
geçmişimizi geride bırakmamız gerektiğini de hatırlatmış.
Sizin de hayatınızda şikâyet
ettiğiniz her hangi bir nokta var mı? Bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
İnanın hiçbir şikâyetiniz kalmadığı gibi kendinizi ateşlemiş olacaksınız.
Başarısızlık duygusunu
hepimiz zaman zaman yaşıyoruz değil mi? Dün o duygular içerisindeyken o bölümü
tekrar okudum. Başarısızlığın başarıya yaklaşma olduğunu anlatan örnekleri bana
güç verdi.
Örneklerden birini sizlerle
paylaşmak istiyorum;
“Thomas Edison tarihte en fazla
başarısızlığa uğrayan ama aynı zamanda en büyük mucit. Sadece ampulü icat etme
aşamasında bile 10.000’in üzerinde başarısızlığı vardı. O günün gazeteleri,
Edison’un zamanını boşa harcadığını ve yapmaya çalıştığı şeyin imkânsız
olduğunu yazıyordu.
5000 deneyden sonra genç bir
gazeteci Edison’un yanına gelip, “Efendim, 5000 kez başarısız oldunuz, başka
başarısızlıkları göze alacak mısınız?” diye sorar. Edison’un cevabı ise, “Ben
başarısız olmadım, sadece ampulün nasıl çalışmayacağının 5000 yolunu buldum.
Nasıl çalışacağına da 5000 adım yaklaştım,” olur.
Bizde bazı başarılar için
-torpil- çalışmanın önüne geçiyor, yanılıyor muyum?
Bu tür gelişim kitaplarını
fazlasıyla okumuş olabilirsiniz –ben de çok okudum- fakat bu kitap da -Yazarın
İman Gücü de- beni ziyadesiyle etkiledi.
“Bazı şeyler kötü görünürken
iyidir” başlığı altındaki tavsiyelerini tahmin edebildiğinizi sanıyorum.
Gerçekten de bizden daha büyük bir güce güvenmemiz gerekiyor. Yoksa ne
başarımızdan ne de hayattan bir tat alabiliriz.
Cengiz Erşahin’in bu kitabını
Antakya Belediye Başkanı Lütfi Savaş bastırmış ve Belediyenin güzel bir hizmeti
olarak okuyucusuyla buluşturmuş. Fakat yazarın kendi sitesine göz attığınızda
bu kitabı almamak için hiçbir bahaneniz de olmayacak diye ümit ediyorum.
Yazıma V.Nabakov’un bir
sözüyle son vermek istiyorum. Benden hatırlatması;
“Yatmadan önce
okuyabileceğiniz iyi bir kitap ya da dergiye sahip olduğunuzu bilmek zevklerin
en büyüğüdür.”