Bilgin seyyah bir adam memleketi dolaşır,
Onunla tanışanlar tam huzura ulaşır.

Aslında merkebi var lakin yaya ilerler,
Onu tanımayanlar bu haline gülerler.

Tam otuz yıl bu adam merkebiyle birlikte,
Köy kasaba gezerken tek amacı dirlikte.

Bunca yıl dolaşınca herkes tanır alimi,
İlmi tevazusuyla selim eder zalimi.

Merkep kitap yüklüdür, bilgin yaya giderken ,
Okuyup uygulayan varır hedefe erken.

Sırtındaki bu yükten merkebe gurur biner,
Bilginle beraberken ruhuna kibir siner...

Bilgi haline yansır bilgini herkes tanır,
Adın deftere geçti, anır eşeğim anır,

Caka satıp ilerler kitap yüklü bu eşek,
Onun bu ruh halini çözüverir bir sinek.

Sinek uçar yanına ona nasihat eder,
“Sana değil itibar, sırtındaki yüke “der.

“Hem bu bilgin olmasa sana kim değer verir,
Elbet bahar gelince, kardan adamlar erir.”

Eşek hışımla bakıp der ki :” Bende alimim
Otuz yıldır sürüyor kitaplarla talimim .

Kıskandın sen ünümü durma yanımda kaybol !
Sırtımdan geçinenler var etrafımda bol bol …”

Merkep kuyruğu ile kovalar bu sineği,
Kimi bilgin zanneder bu zavallı bineği.

Bilgini bilgin yapan, bilgiden elbisedir,
Bildiğini yaşayan, gerçek bilgin kimsedir.

Murat CANBOLAT
( Bilgin Ve Eşeği başlıklı yazı Murat Canbolat tarafından 7/29/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.