1
*Zor durumda olup da
kurtarıcı bekleyen bir toplum, kurtulmayı unutsun. O toplumun her bireyi bir
kurtarıcı gibi mücadele ederse ancak o zaman kurtuluş mümkün olabilecektir.
*Gidene ah vah edersen,
elinde kalanı da tehlikeye atmış olursun.
*Cezasız kalan suç
yoktur. Her suçun cezası, işlendiği andan itibaren çekilmeye başlanır.
*Özür, hatalı isen
dilenir; hatasızken dilenirse bir meziyet olarak kabul görmez.
*Baharı beklerken kışı
kaçırmayasın!
*İnsandan ümidini
kesebilirsin; insanlıktan değil!
*Vardığın yer ulaşmak
istediğin nokta mıydı? Değilse, geri dönmenin yolunu bulabilecek misin?
*Gözyaşların vicdanının
sadakası yerine geçiyorsa, bol bol verebilirsin.
*Evinin içinde oturduğu
yerden, denizde fırtınaya yakalanmış kaptana akıl vermeye kalkan ukalâ,
penceresini zorlayan rüzgâr karşısında bile paniğe kapılır.
*Seni olduğun gibi kabul
etmiyor, değiştirmeye mi kalkıyor? Öyleyse, o seni gerçekte istemiyor demektir.
Çünkü sen, sen olmaktan çıktıysan “seni” istediğini nasıl söyleyebilir ki!
*Gülmeyi bilmeyen
insandan uzak durun. Çünkü o, ne yaşar ne de yaşatır.
*Sevgiye dayanan düşünce
zoru yener; sevgiye dayanmayan düşünce ise kolay karşısında bile bocalar.
*Birine yardım etmek
istiyorsan, bunu öyle yap ki, o kişi sana karşı minnet duymasın.
*”Beni seversen, ben de
seni severim.” Diyenler, sevgi mal mı ki takas teklif ediyorsunuz?
*Gönül neden sever? Gönül
sebepsiz sever. Gönül nasıl sever? Gönül dolu dolu sever? Gönül neyi sever?
Gönül sevilmeye değer bulduğunu sever.
*Sevgisiz geçen bir hayat,
anlamsız bir rüya gibidir. Kolay kolay hatırlanmaz, hatırlandığında da bir tat
vermez.
*Özgürlüğün kıymetini
bilmek için, illâki özgürlüğümüzü kaybetmemiz gerekmiyor.
*Anneler-babalar erdemli
evlatlar yetiştirin, öğretmenler erdemli öğrenciler yetiştirin, toplumlar
erdemli vatandaşlar yetiştirin ki erdemli bir insanlık ortaya çıksın.
*Muhabbetinden
hoşlandığın kişi ile aranda, farkında olmadan bir sevgi köprüsü kuruluverir.
*Çağdaş toplumsal
sistemler insanların kazanımlarını artırdıkça mutsuzluklarını da artırmıştır.
Halbuki umulan tam tersi değil miydi?
*Aşk, ya acı verir ya da
zevk. Ne verirse versin gene de âşık, aşktan kolay kolay vaz geçmez.
*Masumun özgürlüğünü,
adalet adına kısıtlayan, adaleti katletme suçu işlemiştir.
*Çevresine umutsuzluk
aşılayanların hem iyi niyetinden hem de aklından şüphe ederim. Çünkü, bu işi en
iyi yapanlar kötü niyetli veya aptal kişilerdir.
*Birisi senin kölen
olmayı gönüllü olarak istese bile, bu aşağılayıcı ve kendine olan saygını yok
edici durumu kabul etme.
*Kulak duymak istediğini
duyabilir, göz görmek istediğini görebilir, dil ise söylemek istemediğini de
söyleyebilir. O nedenle her insana kulağını, gözünü ve dilini eğitmenin yolu
öğretilmeli.
*Bölüşmeyi bilmeyen
toplumlarda, kardeşlikten söz etmek, büyük bir yalandır.
*Zulüm gören, intikam
bıçağını bilemeye başlar.
*Bir toplumdaki
insanların tamamı ne iyidir ne de kötüdür. Yüzde onu iyi ise, yüzde onu da
kötüdür. Kötüler toplumun kilit noktalarına hâkim olursa kavga, adaletsizlik ve
huzursuzluk eksik olmaz; iyiler hâkim olursa refah, huzur ve mutluluk her
kesime yayılır.
*Ayna, neyi görmek
istersen onu gösterir. O nedenle orada her gördüğünü gerçek sanma.
*Susturan acı, konuşturan
acıdan çok daha etkilidir. O nedenle acısı olan insanları bırakın bağırsınlar,
ağlasınlar.
*Karşılaşılan bir
felaketin acısı, toplumum büyük bir çoğunluğu tarafından hissedilmiyorsa, orada
bir ayrışma, bir kopma var demektir.
*Açlık, kilit üstüne
kilit vurulmuş olan kapıları bile açtırır.
*Aç kalan zengin, aç kalan
yoksuldan daha tehlikelidir.
(Sayın okur! Bu çalışma
burada sonlandırılıyor. Bundan sonraki aşamada, yaptığınız eleştiri ve yorumlar
da dikkate alınarak gerekli düzeltme ve düzenlemeler yapılacak ve kitap olarak
bastırılacaktır. Katkılarınız için teşekkür ederim.)