Ölümüme bir damla gözyaşın yeter
Dirilmeme bir bakışın yeter
Cennette girmeme bir gülüşün yeter
Huyumu suyumu değiştiren güzel yar
Diyar diyar gönüllerde aradığım
Sevginin ışığını gözlerinde bulduğum
Beni anadan babadan eden yar
Nedir ki kulun kula kul olma sebebi
Her türküde adını anar dururum
Her özleyişte kokunu çeker içlenirim
Altın kafese hapsedilmiş bülbül misali
Özgürü özler gibi özlerim seni
Yanarım gülistan içinde
Gömülürüm beyaz kardelenler üstüne
Bir seni sevdim diye
Oldu cehennem bu cennet bahçesi
Çınlanır adının ilk harfi cennet bahçesinde
Her muhabbettin ötüşünde
Tekrar tekrar dökülür güler gülistanda
Lal oluncaya dek gönüller bu handa
Sever dururuz dilimizle yüreğimizle
Giden güvercinle, öten bülbülle
Gönlümün gözlerine vurulan yar
Mezar olmuş yüreğimiz gözlerimize
Kefen olmuş sevgin sevgime
Ne etsin bu garip Mehmet’in
Güllük gülistan olan bu handa sensiz….