Türk geçliğinin bugün en büyük baş belası, sigara, içki, uyuşturucu, kumar vb. kötü alışkanlıklardır.

Özellikle bunlardan sigara yaşlı-genç herkesin ortak kötü alışkanlığıdır. Evde baba-ana fosur fosur sigarayı tüttürür çocuklarına ise içme diye uyarılarda bulunurlar.

Bu uyarılar ne kadar etkili olacaksa.

Yine çeşitli eğitim ve öğretim kurumlarında sigara içmek yasaktır ve cezası vardır.

Birçoğumuz bu yüzden çeşitli cezalar almış hatta dayak bile yemişizdir.

Fakat sigara, alkol vb. içen öğrencilere ceza veren öğretmenlerinde birçoğunun bu zararlı kötü alışkanlıkların müptelası olduğunu da unutmamak gerekir.

Hepimiz, gençliğin kötü alışkanlıklardan korunması gerektiğinden ve gerekli tedbirlerin alınmasından bahsederiz.

Fakat her nedense örnek teşkil edecek biz büyükler, aynı kötü alışkanlığımızı gençler önünde usanmadan bıkmadan tekrar ederiz.

Böylece onara da bu konuda iyi model oluruz!

Tabiî ki bizleri model kabul eden gençlerde “sigara, içki vb. maddeler kötü olsa büyüklerimiz kullanmazdı” diyerek ilk adımlarını atarlar.

Ondan sonra durmadan gençleri eleştirir, ceza verir, onlara olmadık sözler söyleriz.

Peki, gençlerin bu ilk adımı atmalarında en büyük sorumlu bizler olmuyor muyuz?

Her yıl 1-7 Mart tarihleri arası Yeşilay haftası olarak kutlanır. Hafta boyunca gençleri bu alışkanlıklardan uzak tutmak, kötü sonuçları hakkında bilgilendirmek amaçlı çeşitli etkinlikler yapılır.

Fakat tüm bu çalışmalara ve Yeşilay derneklerinin az sayıdaki fedakâr insanlarının çabalarına rağmen bu kötü alışkanlıklar gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır.

Anayasamızın 58. Maddesinde bakın bu kötü alışkanlıklarla ilgili neler söyleniyor. “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır”.

Evet, Anasaya böyle diyor demesine de, peki bu alışkanlıklarla ilgili başta ana-babalar olmak üzere tüm toplum kesimleri gerekli dikkati gösteriyor mu?

Bu soruya verilecek cevap maalesef hayırdır.

Evde ana-baba, okulda öğretmen, iş yerinde, sokakta büyükler, ekranlarda ise çeşitli Resepsiyon, Kokteyl vb. yerlerde büyüklerimizin kadeh kaldırmaları ve sigaraları tüttürmeleri anayasa hükmüne rağmen hiçbirimizin bu kötü alışkanlıkları dikkate almadığımızın göstergesidir.

Sigara, içki vb. alışkanlığı olanlardan sık sık duyarız. Ben bu melaneti bırakmak istiyorum. Ama bir türlü bırakamıyorum.

Aslında bırakmak isteyenler gerçekten bırakmayı düşünseler, bırakmamak için hiçbir neden yok.

Yapılacak iş gayet kolay.

İnsan önce bu kötü alışkanlıkları, beyninde izmarit ezer gibi ezmeli ve bitirmelidir.

Yani beyninde, sahip olduğu kötü alışkanlığı, nasıl ki ayağıyla sigara izmaritlerini eziyorsa öyle ezmelidir.

O zaman görülecektir ki, ben bırakmak istiyorum ama bırakamıyorum bahaneleri de kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

Kısacası önce işi beyninde halledeceksin, sonra iradene sahip olacaksın.

Asıl önemli olan ise bu kötü alışkanlıkların hiçbirisine, hiçbir zaman bulaşmamaktır.

( Beyinde İzmarit Ezer Gibi başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 3.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu