Ölüm!

“Çiğ sütü emmiş yazgıların oyunu

Ne zaman yüreğime barış Türküleri

Dökülecek kana/kana içeyim…”

 

"Ben yanmasam

Sen yanmasan

Biz yanmasak

Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa..."
Nazım Hikmet

 

Edibe öldü

Muhlis harda

Bir karanfil dolusunda Nurcan

Aşk Hasretin şelpe damarlarında

Koray anne sütü kokuyor…

 

Dilim vurgun!

Kara yazgılı bıyık altı gülüşler

Çepeçevre kemiğim etim kanım

Temmuz sıcağında kugu çırpınışında

 

Korugan ateşler yakmışlar

Avuçlarım kanıyor durmadan

Hükmü yok üstümdeki yazgıların

Gözlerimle aradım sevda izlerini

Sevda diyorum çünkü kalbim duru

Ellerimi ölüme nikâhladım

Bir çift gül demeti

Taşıyorlar suya

Suya hasret

Tenleri…

 

Aranan!

Masum aydınlıklar

Zift karası sözlerde umut

Kapılar tökezlendi perdeler alev

 

“Turnayı uçurmaya az kaldı Anne

Bak kanatsız yüreklerde dilim ahraz”

 

Kara kugu kanatları sarıyor

Ap/ak sözlerimi

Söylemleri…

 

Son alevde say beni Anne

Kapı kilit duvar acı

Başımdaki şu özgürlük tacı

Toprağımı ele kadife saçlarınla

Her temmuz yanığında aklındayım

 

Silme kara yazgılara düşmüş muradımı

Bir gelin çiçeğiyle sakla inadımı…

İnsanlar yanmaz Anne simurg gibi küllerinden doğarlar

Aydınlıklara…

 

 

 

( Ateş Ve Kugu başlıklı yazı prens tarafından 6/29/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.